AFORİZMALAR (619)

Dersim

"Toprak tanrılara ne...

İyi Edebiyat


. “İyi Edebiyat”
İyi edebiyatı yaratma işi zor iştir. Kalemi prangalayan ön görülerden, alışkanlıklardan, yerleşik değer yargılarından, beylik biçim ve anlatım tarzlarından kopmak kolay değil.

İyi Edebiyat

Anlatmanın, hikâye etmenin ötesinde bir şeydir iyi edebiyat.

Denemeler

Okumak, problem içmek demektir.

 

Denemeler

Ben tüm tutsaklıkları yendim, aşk tutsaklığı hariç...
 

Denemeler

İnsan, kendi yüzeyselliğinin, önyargılarının ve tabularının tutsağıdır.
 

Melayê Batê

Kış vaktidir bu yolun, bu civarda, bu sahrada.
Sis tuttu her yanı, çiğ sardı bedeni.
Çiğ düştü Van gölüne, soğuklar kapladı servilikleri. Ağlayasım tutar gökyüzü için, güze...

Çatlaklar ve Kesitler

"Evrenin en harika yaratığı insandır," fikrine deli oluyorum. Kaçık insan şövenizmidir bu. Üstünlük paranoyasıdır. Bu fikir doğru olsaydı evren olmazdı. Sonsuzluğun bağrında ışıldayan o akıl almaz zenginliğe ha...

Çatlaklar ve Kesitler

"Halbuki, insan aklının en mübarek dayanağı merhamettir. Zaman bozuldu, merhametin yerini menfaat aldı."

 

SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR


İnsan yarı vicdanlı, yarı romantik bir yaratık olarak kaldı..
 

 

Denemeler

İnsan, kendi yüzeyselliğinin, ön yargılarının ve tabularının tutsağıdır........

 

Denemeler

Vicdanını yitirmiş bir dünya da yaşıyoruz.
 

Denemeler

Cehalet salgınından tanrı korusun hepimizi.....

GRİZU

FITRAT
Yüksek güvenlik tedbirlerine gereken kaynak sağlanmayınca, grizu, göçük, su baskını, yangın gibi kazaların kapısı aralanmış oluyor.  Yeraltından çıkarılan madencilerin bedenleri tabutlara yerleş...

ÇATIŞMA


Bir aydının, gerçek bir aydın olup olmaması, sadece devletle değil, aynı zamanda sistemle, sadece sistemle de değil, halkın ve aydınların kahhar çoğunluğu ile de çatışıp çatışmamasına bağlıdır. Çatışıyors...

Çatlaklar ve Kesitler


"Halbuki, insan aklının en mübarek dayanağı merhamettir. Zaman bozuldu, merhametin yerini menfaat aldı."

Çatlaklar ve Kesitler 

Grizu 3 Harlanış

Bir kılla Koca bir cihanı çekmeye çalıştım. 
Kitap yanar, kelam yanmaz. İnsan, kelamı da yaktı. 
 

Grizu 3 Harlanış


Yer altında zaten harp vardı bir de yer üstünde çıkardılar.  Bu dünyada, herkesin aklını zay eden bir güzellik var; harbin sebebi, belki de o güzelliktir.
Grizu 3-Harlanış

Grizu2 Çıplak ve Mükellef

Ateşe basan, buğday yığınına giren, keskin kömür parçalarında kanayan, çıplak ayakları hayal etti. Aklın mayasında acının olduğunu düşündü. 
Grizu 2- Çıplak ve Mükellef

Grizu...

Geizu1 Siyah Işıltı

Her insan, bulunduğu yerde bir ağaca dönüşseydi, hayat insanlardan kurtulsaydı. 
Muzaffer Oruçoğlu 
Grizu 1 Siyah Işıltı

ÇIPLAKLIK

Dilin çıplaklığı. Yakıcı gerçekliğimizin, iç dünyamızın çıplaklığı. Nişangahlar karşısında aşkın ve özgürlüğün çıplaklığı. Sonsuza kadar bölünebilen maddenin çıplaklığı....

ORGANLAR

Vücut,nasıl da korkunç bir ayrımcılıkla bölünmüş.Bazı organlar yüceltilerek Sidre makamına çıkarılmış,bazı organlar da lanetlenerek Hades karanlığına indirilmiş.
Dudağınızı gösterebilirsiniz,...

SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR

İyi okur diyorlar bana ama iyi okur kalbini okuyandır. Okuduğunu hayallerine dokuyandır.

SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR

Yaşarken düzmeceyim, ölürken gerçek.

SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR

Bir insan devrim yapamayınca mecburen çocuk yapıyor.

SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR

Anka'yı kargaya esir eden bir alem-i mürekkebatta yaşıyorsun, dikkatli ol oğlum.

Fitiline güçlükle tutunan, titrek bir ışığı çağrıştırıyordu sesi.

SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR

Altmış yaşına gelmişsin, daha kafanı kaldırıp da bir kerecik olsun aynaya bakmamışsın. Hiç aşık olmamışsın. Evliliği, insanın nefsi için kurduğu bir sofra sanıyorsun. Anam rahmetliye acıyorum. Aşkın ne olduğunu bile bilmiyorsun. &quo...

SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR

Sevda insanın yarağına düşen bir şey değil, gönül yarığına düşen bir delildir. O yarıkta köklenir, dal budak salar. Sökemezsin. Kendi yolunu çizer, dert devşirir dert çözer

SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR


Bir yaratıcının yarattıklarıyla baş başa sonsuza kadar yaşaması büyük acıdır.

SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR

İşte böyle iki gözüm. Biraz feyz aldıysam üç masum kucaktan aldım: ana kucağı, yar kucağı, orospu kucağı.

SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR

En ince, en anlamlı merhamet, en zalim olanın merhametidir.

SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR

Çok hoşuma gitti düşüncesi. İnsan işte. Nakışlı mendil gibi. Farklı. Bereketli. Hani taze incirin kızarmış kabuğunu çizdiğinde ak bir süt sızar ya, insanı berekete çağırır. Bereketli insan da öyledir. Dokun...

Dersim

Gökyüzüne bile elinden gelse kefen giydirebilecek tıynetteki kuvvetlerle yüz yüze geleceksiniz.

AFGANİSTAN ( Sovyet İşgali)

“Kan sudan daha kalındır.”
Kalınlıkta ne tür cevherler gizlidir. Kanın dilini bilsekte anlatsa bize.

Denemeler

Gökyüzünde yerini alan her yıldız,kara delik olmak istemiyorsa,kafasına ve gönlüne her ay,en az bir kitap içirmelidir

Grizu

Bu fani dünyada tatili olmayan ciddi bir iş varsa o da tembelliktir. Ben kendimi bildim bileli hiç tatil yapmadım

Uçurum Geyikleri

 İnsan, yarattığı şeyler tarafından eziliyor. Atom bombasını insan yarattı. Ozan deliğini insan yarattı. İletişimi insan yarattı. Korkuyu insan yarattı. Yarattığı şeylerin kölesi olan insan, sürekli bir başkaldırı içindedir....

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Yarattığı hayallerin penceresinden bakıyordu hayata.

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Ulusun kişiliğini ortaya çıkarmayan, gerçek büyüklüğe ulaşamaz.

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Kendimi, Rastopçin'in yaktığı Moskova'da barınamayıp, Rus kışının amansız ricat yoluna düşen bir Napolyon askeri gibi hissediyorum.

Devlet ve Komün

Aile, örgütlerin şahıdır ve özgürlüğe karşı yükselen bir kuruluştur. Bu kuruluş içinde hic kimse özgür değildir. Baba ile ananın birbirleri üzerinde( genelde erkek ağırlıklı) bir diktatörl&u...

Devlet ve Komün

Toplumun kahhar çoğunlugu örgütlüdür. Örgütlü olmayanlar, deliler ve dahilerdir. Örgütün dışında kalan hiç kimse, kendini güvenlikte hissetmez. Korkunun adı, 'Sürüd...

Grizu

Bu dallarda kuş yuvaları var," dedi kadın,başını dallara çevirerek."Ben hep o yuvalara bakarım.Giren çıkan kuşları izlerim.Ana kuşun gagasında ne getirdiğine bakarım.Bu gece yağmur yağdı ya,hep yuvaları düşünd&uum...

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Hepimiz sınırsız, sonsuz büyük parçalanışın birer parçasıyız; bu kaynayan, uğuldayan akıl almaz evrene egemen olamayız; ama bu çılgın, muhteşem macerayı anlamaya çalışmak, ona sürekli gelişen bir bilin&cc...

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Hakkımdaki hükmün ne ki, benim dil kaybımdan ötürü ölümümden başka. Doğumumdan beri alıp verdiğim soluktan ediyorsun dilimi.

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Teninde deniz dikeni ve istiridye kokusu varmış. Anasının rahmini çığlık çığlığa terk edip yeryüzüne çıktığı andan bu yana, böylesi bir güzel görmemiş..

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Yaşam, beylik akıl yolundan çıkıyor, akla karşı canlanıyor. Bilinmeyen,  gizemli bir serüvene doğru uzuyor yol. Sevinçliyiz, dalgacıyız, özgürüz. Böyle durumlarda, insanı siren büyüsüyle &...

Filozof

İnsandan önce Hayvan vardı. Dünya hayvanlardan, hayvanlar ise dünyadan memnundu. İnsanın ortaya çıkmasıyla herşey allak bullak oldu.Tanrı bu durumu düzeltmeye çalışırken, kadın ortaya çıktı. Tanrı nın moral...

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Sancı derinse, savrulma güzeldir.

Brunswick Delileri

Özgürlüğümü ve yenilenme aşkımı köstekleyen herşeyi koparıp atmak hakkımdır. Bu hakkımı kullanıyorum ben. Hayır, sen özgürlüğünü buduyorsun ! Elini koparıyorsun ! Yaratıcılığın mimarını, dilin...

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

İyiliğe verdiğin canın gücü kadardır yaşamın gücü.

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Dil kurucudur, tüm yıkıcılar ona danışır.

Mavi Munzur Masalları

Bu ışıklı kutuda iyi şeyler vardır mutlaka. Dikkatli olun. Kafanızı açan, beyninize bilgi üfleyen, sizi düşündüren iyi şeyleri seyredin. Beyninizi uyuşturan sizi savaşa özendiren, salaklaştıran kötü şeyler...

Mavi Munzur Masalları

Munzur Dede kitap okumakla kalmazmış, aynı zamanda kitapları okuturmuş. Hele özellikle çocukların kitap okumasını çok severmiş. Okuyan çocukların kafalarının geceleyin mum gibi ışıdığını görür, sevinirmiş.

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Şiarlar çoğaldı, zenginleşti:
"Yasaklamak Yasaktır", "Sormayacağız, İstemeyeceğiz, Alacağız ve İşgal Edeceğiz."

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Dünya, çobanlar ve sürüler dünyası görünümündeydi. İtaatsiz sürüler bile yeni çobanların kavalına ve değneğine göre hareket ediyorlardı.

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Cumhuriyet tarihini, cumhuriyet devinin anlatılarından biliyorduk. Bu anlatılardan oluşan bir tepe, gerçek tarihi görmemizi engelliyordu. İbo'nun bu yoğun okuma ve inceleme çabası,  devin omzuna çıkma cüreti...

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Hataları kavramazsak, hatalar bizi kavrar.

Kaypakkaya Akıl ve Aksiyon Duygusu

Sosyalizm bir geçiş toplumudur, sınıflıdır, sınıf mücadelesiyle kendini inşa eder.

Brunswick Delileri

Okunan her kitap sevinir, çocuk gibi güler.
Okunan her kitabın son cümlesi, sırada bekleyen bir kitabın ilk cümlesine uzanır köprü gibi.

Çıplak ve Özgür

Eğer bir evde sistemli kitap okunuyorsa, özgürlükler sınırlanmıyorsa, yetenekler somut güzelliklere dönüşüyorsa ve bir de şarkı, şarap, şenlik varsa, o ev bir yıldız gibi parlar evrende.

Çıplak ve Özgür

Ben birine sahip olmak veya birinin sahipliği altında yaşamaktansa yalnız yaşamayı tercih ederim. Sahip olduğum anda özgürlüğümü yitiririm

Çıplak ve Özgür

İnsan aşık oldu mu, toprağı soluk alır.

Çıplak ve Özgür

Sanatçılar, edebiyatçılar insan bilincinin ve ruhunun derinliğinde çalışırlar. Kendi derinliğinde kaybolup hiçbir eser bırakamayan sanatçıların sayısı az değildir.

Çıplak ve Özgür

Birbirlerini sevmedikleri halde evliliklerini sürdürenlerden nefret ediyorum. Barış ve savunma adına silahlanan devletlerden, sınırlardan, bayraklardan, dinlerden, yasalardan nefret ediyorum. Yiyen, içen, gezen bir insan durumunda...

Çıplak ve Özgür

Aslında hepimiz sahtekârız .. Kendi kafamızın ve içimizin sesine göre değil de , toplumun kurallarına ,yasalarına , geleneklerine göre hareket ediyoruz.

Çıplak ve Özgür

Yaşamın katı, geri ve çirkin yanlarıyla çatışmak, yaşamın kendisinden daha güzeldir.

Çıplak ve Özgür

Ben özgürüm . İşim hayata karşı direnmektir. Eğer bunu yapmazsam hayatın bana karşı direnci kat be kat artar.

Grizu

Dünya aç kurtların gezindiği ıssız bir çöldü.Çöldeki bütün ışığı emen,çölü geceleştiren bu kurtların gözleriydi.Karanlıkta akrabaya,akraba olmazssa komşuya,hemşeriye tutunara...

Grizu

Cevher dediğin derinde,yerin yüreğinde olur,kendini belli etmez.

Grizu

Bu merhametsiz hayatta söz kendini esirgememeli,yılan gibi divil divil akmalıydı.

Grizu

Ölüm,ölmekte olanın son sözlerini söylemesine neden izin vermiyordu?

Grizu

Ormanın bütün cinleri ateşe,ateş ise madencilerin yüzlerine üşüşmüştü.

Grizu

Bir çiçek,çiçek kümelerinin içinde değil,bir kaya çatlağında tek başına daha güzel görünür.Güzellik zor iştir.

Grizu

Gönlünde görünmeyen bir gözü olan bir insanın,iki gözden yoksun olması bile o kadar önemli değildir.

Grizu

Her doğru söz alçağın mezarıdır.

Grizu

İnsan zaten alçak bir yaratıktı.Sözün sihirli gücüyle ona alçaklığını hatırlatmanın bir yararı yoktu...

Grizu

Hayat mı böyleydi,yoksa insan mı hayatı bu hale getirmişti.

Grizu

Ölmüş de bin yıl sonra mezarından kalkmış birisinin,’’öte dünya da aradığımı bulamadım’’,diye ilenmesini çağrıştırıyordu.

Grizu

Hayattır bu toprağa benzer.Sever,sıvazlarsan çiçeklenir.Sevmezssen çoraklaşır.

Grizu

İnsan aklına danışır,yüreğini de dinlerse bahtiyar olur.

Grizu

Deryaya bakarsa yüzünün ışığı dibe vurur.Bütün balıkları çeker,aşık eder kendisine.

Grizu

İnsanı hiç bir şey ezemez,söylemediği söz kadar..

Grizu

Hani taze incirin kızarmış kabuğunu çizdiğinizde ak bir süt sızarya,insanı berekete çağırır.Bereketli kadın da öyle olacak.Dokundun mu bereket sızacak dokunduğun yerden.

Grizu

Her şey insanın bir damla göz yaşında gizlidir.

Grizu

Bu köyün erkekleri davar Ne varsa bende var...

Grizu

Evlendiniz,evlilik mağarasına girdiniz:İyi oldu.Evlilik,bir boğayla bir ineğin bir boyunduruğa koşulmasına benzer..

Grizu

Evlendiniz,evlilik mağarasına girdiniz:İyi oldu.Evlilik,bir boğayla bir ineğin bir boyunduruğa koşulmasına benzer..

Grizu

Her insanın her gün bir yerleri yıkılır.Eğer o insan enkazını kaldırmazsa orası çiçeklenmez.Yıkıntılarını zamanında kaldırmayan insan sonunda enkaza döner.

Grizu

İlk birleşmeye neden gerdek gecesi diyorlardı?İnsanın insanı karanlık gibi yuttuğu bir gece miydi bu? Bir halil İbrahim bereketi,bir zevk sofrası mıydı yoksa?

Grizu

Evlilik insanın insana yaptığı en kötü şakadır.

Grizu

Öz ağlamayınca göz ağlarmı?

Grizu

Şu gökyüzü bir bulutlansa,amansız bir kadı kaçıran yağmuru yağsa da toprak suya doysa.Sürülmüş tarlada saban izi olsam bir buğday tanesi düşse bağrıma...

Grizu

Ne günlere kaldık ey gazi hünkar,eşek silahtar oldu,kadı mühürdar..

Grizu

Her insanın elinde görünmeyen binbir göz var.İnsan o gözlerden birisiyle baksa bu dünyaya,dünya düzelir.

Grizu

Kendisinin bir alçak olduğundan şüphelenen her insan alçaktır.

Grizu

İnsanı büyüten,olgunlaştıran duygularıydı.Duygularının fırınında pişmeyen insan çiğdi.Çiğ insan da çiğlik yaratırdı.

Grizu

Büyüyen eşeğin küçülen semerine bakıp,büyük semer yapacağına,tutar eşeği keser.

Grizu

Dünyada her şeyin,ele bağlı olduğunu düşünüyordu.Bir el,diğerine benzemiyordu.Her elin ayrı bir dili ve ayrı bir tarzı vardı.Eli anlamayan,dünyayı da anlayamıyordu.Gerçek insan kimdi?Dünyadaki tüm ellerin...

Grizu

Okuyanın kafası gelişir ama,çalışanın kafası gelişmez.Çalışan,kolunu değil,beynini o işe verir.Ama iş,beyine bir şey vermez.

Grizu

İnsanın mayası belaya yoğrulmuştu.Bela doğuran  bir yaratıktı İnsan.

Grizu

Yaşamının .Yaşanmamış her an,ölümün gücünü artırıyordu.

Grizu

Söz var ki,insanı fışkıya çevirir.Söz var ki,insanı güneş eder,gökyüzüne yerleştirir.

Grizu

Ben kendi vicdanımdan korkarım.İnsan insansa eğer,insanın en büyük belası,kendi vicdanıdır.Kendi vicdanlarının öldürdüğü insanlarla doludur bu dünya.Rezildir,düşkündür.Yaşayan ölüler d&uu...

Grizu

Gözün ahlakı var mıydı,hakketen?Ahlak,perde değilmiydi?Göz eğer gözse,perdenin deliklerinden de bakardı.Bakmazsa,merak olur,merakın güçlü gözüyle bakardı.

Grizu

Meğerse ne kadar zormuş sevilmek buı dünyada.İstek ölmüş.İnsan,vicdanının gözüyle çevresine baksa,istese,ilgilense sevmeye sevmeye sevilmeye başlar.İnsan insanın,sevgi sevginin aynasıdır.

Grizu

Söz.Ben’i öne çıkarıyor,tüm Dünyanın anladığı dile,sessizliğin tüm ‘Ben’leri konuşturan gücüne fırsat vermiyordu.Sessizliğin diliyle mi konuşuyorlardı tüm deliler acaba.

Grizu

Her şeyi unut ama bir şeyi unutma.Her insan bir kadıdır.İçini kadılarla doldurur.Onlarla yaşar.Onlara teslim eder kendini.Huzuru seçer.Huzur da abad etmez onu.Berbad eder.

Grizu

İnsan,insana susamışsa yağmur çağırır.Yağmurun çağırısına uymayan insan delirir.

Grizu

Azrail, kendisiyle şakalaşan,yarenlik   eden insanları geç ziyaret ederdi.

Grizu

Ölüm güçlü değildi.Güçlü ve güzel insanları öldürünce hissettirebiliyordu gücünü.

Grizu

Acılar kolay unutulur,Aynalarda görünmezlerse.

Grizu

İyi insan kalmadı dünyada.Her iyiliğin bir talancısı çıktı...

Grizu

İnsan kendi karanlığında yürüyordu hep.Kendi karanlığında uyuyan insanlar da vardı.

Grizu

Güzel söz,aşığın mı harcıydı yoksa? Kadını gülümseten,düşündüren,ağlatan,erkeği kadına katan güzel sözü,aşık olmadan söylemek mümkün müydü?

Grizu

Cellatın da ölüm korkusunu en az kurbanı kadar yaşadığını düşündü.

Grizu

Ölüm,kendisinden korkan insanı izlemeyi sever.

Grizu

Ölüm uyuyan insana daha yakındır..Ölüm uykudan korkar.

Grizu

İnsan aslında,her gün bir damla ölür.Damlalar birike birike ölüm gölüne döner.İşte insan o gölde boğulur.Öldükten sonra o gölü  boğan büyük insanlar da vardır.Onların...

Grizu

Azrail,ölümü hakkedenleri kaydeder.Kim ölecekse ona karar verir.Toprağa yüksen,kendine yüksen,kolların ayakların birbirine düşmansa,yediğin nimet sana ana avrat küfrediyorsa,üstüne başına bakmayan...

Grizu

İnsan,kendine yapılan iyiliği silaha dönüştürüyor,gözünü kırpmadan,iyiliğin sahibini vuruyordu.

Grizu

Göz,her yaratığın ruhundaki anlamı açığa vuruyordu.

Grizu

Yuvası dağılan,yavruları ölen her kuş da en az yuvası kadar dağılır ölür.

Grizu

Ben mal yoksulluğundan korkmam Yüreğin yoksul olmasından korkarım..Yüreği zengin olan zengindir.Malı olmasa da zengindir. Hangi kuşun malı var ki? Ama her kuş zengindir.Gökyüzüne açılır...

Grizu

Her güzel insanda bir gül kokusu,bir gül saflığı var.Her insan farketmez bunu.Ama kuşlar farkeder.

Grizu

Mayalanmış süt gibi huzursuzdun.

Grizu

İnsanın niyeti,insandan evvel görünür.

Grizu

Hiçbir alim,bir deli kadar akıllı olamaz.

Grizu

Her ölü,insana başka ölüleri hatırlatır.Başka acıları hatırlatır.İnsan asıl hatırladıklarına ağlar..

Grizu

Öldürmenin sonu yoktur.Öldüren insan,kendisini ökdürdüğünü bilse öldürmez..Cahilliğin çıkış yoludur ölüm.Kısa yoldur..

Grizu

Kadın korkak olmasa,erkek cesur olmaz.Doğurmayanın cesareti olurmu?Eğer bir cesaret varsa,onu doğuran kadındır...

Grizu

Ölmeyenin ölene döktüğü üzüntü,ölmeden beterdir.

Grizu

Ekmeğimin küfünden korkmam.Peynirimin seğircen kurdundan korkmam ama ‘yarınım ne olacakk’,diyenden korkarım.

Grizu

Kötü sözü yenmenin yolu iyi sözdür.

Grizu

Yarınım ne olacak diyenlerden tiksinirim.Boğazına ip bağlayıp bugüne çekmem yarınımı

Grizu

Bir erkek tek başına nasıl yaşarsa bu dağlarda,bir kadın da yaşar.Yaşamak cesaret işidir.Evler kadınların cesaretini öldürmüş.Cesaret ölünce hayat da ölmüş..

Grizu

Zor günün ömrü kısadır.Ben dün gece cesaretimi doğurdum.Benden korksunlar.

Grizu

İnsan insanın niyetini gözlerinden okur.Her ne kadar,gözlerini gözlerinden kaçırmaya özen gösterse de,içindeki şeytan,Onu ısrarla gözlerine yöneltmeye çalışıyordu.

Grizu

Ölüm korkusunun insana yaptıramayacağı hiç bir şey yoktu.Ama insanı taşlaştıran,hiç bir şey yapamaz hale getiren ölüm korkusu da vardı.

Grizu

İnsan sevdiği kadar insandır. Yalnızlık her insanı öldürmez ama,sevgiye susamış insanları öldürür.

Grizu

Oturan aslandan gezen tilki yeğdir.

Grizu

Ölüye ağlamaz diriye gülmez bir millet var ki,insanı mezar taşına çevirir.Şimdiye kadar hep millete göre yaşadık.Ne oldu?

Grizu

Gerçeğin,ipeksi bir dille gülümseyen gücü,kendini gösterdi hemen.

Grizu

Bizim gibi,sellemüsellam gezen,gölgesinden hille sezen,manasız kelam düzen bir millet değil.

Grizu

Bırak o kadın dağlarda gezssin.O kadının yüreği bir eve sığmaz.Büyük kadınlar,başkalarına doğru değil,kendilerine doğru firar ederler.Şafak perilerinin soyundan gelmedir  onlar.

Grizu

Hakikat,cemaatı sevmez.Hakikat onlara kendini sevdirmek için de çabalamaz.Cemaata göre yaşama.Elinden geldiği kadar,hakikate göre yaşa.

Grizu

Büyük ölülerin başucunda az insan olur,Merasimi sevmez onlar.En az görünebilecekleri yerlere sığınırlar.Küçük insanların büyük görünmeye ihtiyaçları var.

Grizu

Açlığa doğru yürüdü hep.Açlığı anlmaya çalıştı.Hiç değilse bırakın,ölüsüyle doyursun açlığı.Huzura kavuşsun ruhu.

Grizu

Hırsızlık ekmekle,kahpelik öpülmekle başlar..

Grizu

Aşkını yitiren namus boş durmaz.Dünyanın vicdan tarihi de  aşkını yitiren namusun boş durduğunu yazmaz.Namus arar,bulur,rahatlar.Bulmazsa da hayalinde birini bulur.

Grizu

Namus kuş değil,uçup gitmez.Gitse de,gittiği yuvasına döner.Zaman,her şeyi unutturur.Zamana güven..

Grizu

İnsan, insanın nasıl yaşayacağına karışmasa,dünya düzelir..

Grizu

Sevdim mi gözlerim çoğalır,sevdiğimin her yerine dağılır.

Grizu

Mezara yakışan da ölümdür.

Grizu

İnsan yoksul olunca sevmek de ekmek kadar aziz bir şey olur.Zor bulunur.Sevmeyi hep hayal edersin ama bulamazsın.

Grizu

Hayvan milleti konuşsaydı,biz bu kadar hayvanlaşmazdık.

Grizu

Hiç bir hayvan çalışmayı sevmez.Toprak onları besler.Bir şey istemez onlardan.Al sana bir çenge ot.Faiziyle beraber,gelecek yıl öde bana,demez.Toprak istemeyi sevmez.Toprağa eğer bir verirsen,o sana on verir.Buğdayın,ekme...

Grizu

Yeraltı,toprağın bağrıydı ve çalışanlara ihanet etmezdi.

Grizu

Söz korkan  insan için,kurşun kadar etkiliydi.

Grizu

İnsanın zenginleştikçe,paraya bir dilenciden daha çok ihtiyaç duyduğunu düşündü.

Grizu

İnsan yırtıcıdır.Yediyi leşe kimseyi yanaştırmayan bir yırtıcının duygusu ürpertti beni

Grizu

Karanlığın bir ana gibi emzirdiği,cesaretlendirdiği sesler var.Geceleri hep o sesleri dinledim.

Grizu

İnsanların kum gibi kaynadığını,herkesin çalıştığını,kimsenin de üzerinde çalıştığı dünyayı anlamadığını düşündüm.Yanlızlaştım.Umudumu kaybettim.Sonra da delirdim.Delirmek,insanın kendisine dönmesidir.De...

Grizu

Düşünmeye,anlamaya vaktiniz olmadığı için çıkışınız ışığa doğru değil,karanlığa doğru olacak.Bir katır çalışırken düşünür ama bir insan çalışırken düşünmez.İşin ve yorgunluğun beyni ol...

Grizu

İnsan oturup,kendi gövdesinin şikayetlerini efendice dinlemezse,soru da soramaz.

Grizu

Bırak o kendi zulmüyle baş başa kalsın,kendi zulmünde boğulsun.Elini kana bulama.Kan kanı çağırır.

Grizu

İşsiz köpek gibi taşağını yalamakla geçiriyor günle3rini.

Grizu

Bu yalan bizim içimizden çıktı.Döndü dolaştı bize geldi,biz de inandık.

Grizu

O serçe gider,beni bütün serçelere anlatır.

Grizu

Ölen insan öbür dünyaya gider.Gider gitmesine de,bu dünyadan da hiç kopmaz.Ölen insanın ruhu,yaşayanların ruhunda gezinir.Kimi kendine yakın bulursa,sakız olur ona yapışır,huyunu ona geçirir...

Grizu

İnsanlar insanları öldürür,ondan sonra da soru sorarlar.Şaşırmışlar.Akım diyeceğine bokum diyenler çoğaldı.Yalan söyleme.Kendi akıntına kapıl,ne yatağından çık,ne de taş...

Grizu

Ayrılık lanettir.Samur kürk de olsa,ayrılığı üzerinize almayın.İnsan var ki aşka doğru kaçar.İnsan da var ki aşktan kaçar.Sağa sola bakar,gölgesinden öksürüğünden korkar.Korkudan osuruğu körd&u...

Grizu

Sazın perdesi,zurnanın süpürgesi çalınır mı?Çalınmaz.Ama o çalardı. Kötü insanlara çok ağladım.Bunlar niye bu kadar kötü?Bunlara yazık değil mi, dedim.Özden ağladım.

Grizu

Bu zalim dünyada İnsanı,yan yana ağlayan kadının dışında,hiçbirşeyin yumuşatmayacağını düşündü.

Grizu

Atıkları her dayak,mezarımıza asılmış bir kandildir.

Grizu

Ben gene kırkların engür şarabına döndüm,yarenler.Mübarek bir nur içinde üryan büryanım.Sesimden korkmayın.

Grizu

İnsanın borçlu olmadığı,suç işlemediği bir tek taş parçası var mı bu kürre-i arz üzerinde?

Grizu

İnsana sığınmam.Ama acısına sığınırım insanın.Bir çocuğun vicdanı kadar temizdir insanın acısı..

Grizu

Bütün insanlar,tekneyle tabut arasında kurulan köprüden geçmek  zorundalar.Ölümden kork ama ölümün karşısında düşkünleşme.Yazık edersin kendine.

Grizu

Yüreğini göz yaşına dönüştüren kadını bulmak zordur.

Grizu

Kafamda bir kuş,kuşun kafasında baykuş
 

Grizu

Doğuran  bir kadın ,doğurduğunu hissetmezse çocuğuna sevdalanmaz.

Grizu

İnsan köksüzdü.Kökünü arıyor,araken yakıyor,yıkıyor,öldürüyordu.İnsanın kökü neynindeydi.Beyninden ayaklarına doğru büyüyordu insan..

Grizu

Her şeye benzemeye çalıştım,hiç bir şeye benzeyemedim.Kara kışta kara serçe baharı bulamaz.

Grizu

Hasımın Nemrud ise yardımcın Allah olsun.Hazreti İbrahim’i Nemrud’un gazabından korumuştu Allah.

Grizu

Tutkun erkeğin binasına,tutulduğu kadının kubbesinden girmekti en doğrusu.Bir güzel söz,erkeğin kubbesinde kırk gün,kadınınkinde ise kırk yıl yankılanırdı.Ama söz ölmüş,anlam  ölmüştü.

Dersim

Yükseldikçe alçaldım, yitirdim derinliğimi.

Dersim

“Hayat menzilini kulaçlaya kulaçlaya tükettik, geride horhoristan kaldı,”

 

Dersim

“Dolana dolana yumaklaşan yalandan ne farkı var kafalarınızın. Sizi bu mağarada, bir arada tutan nedir? Tepenizde patlayan toplar olmasa siz birbirinizi yersiniz.”

 

Dersim

Ölüsüz savaş olmaz. Ölüsüz savaş, gelinsiz düğüne benzer.

Dersim

“Bebek ağlar, ekmek ağlar, süt ağlar, kulak duymaz. Ben yarın bu harbin içindeyim. Harbi istemedim ama mecbur ettiler. Benim hasmım insan değil. İnsanı ciddiye alacak kadar alçalmam. İnsanın ne mal olduğunu bütün...

Dersim

Dağılan her kuşun yuvasını bu namluların başına bela ederim.

Dersim

“Dersim yenilirse kazanır. Dersim’in acısı dibe vurur, dünyanın şahdamarına işler. Xizir unutsa da dünya âlem unutmaz Dersim’i.”

Dersim

Gün gün üstüne bindi. Aynılar âlemi parçalandı

Dersim

Varlıksız âlemin varlıksız Tanrı’sı, kafasını korkuyla kaldırıp, kaybolmuş kimliğinin dibinden çıkınca saçları kâfur gibi ağardı.

Dersim

“Dersim’in yüce dağları Kerbela’da olsaydı Kerbela, Kerbela olmazdı.”

Dersim

İnsanlar birbirlerini öldürdükçe sıcaklığı artıyordu güneşin. İnsanın şahdamarındaki sıcaklık da ekmeği yakacak kadar azgınlaşmıştı.

Dersim

 “Mağaralar yine sahiplerine kavuştu. Tüfek insanı mağaraya soktu. İnsanı mağaradan çıkaran, peygamberleştiren ateş nerededir?”

Dersim

Kayalarda iz bırakan güzel ayakları öpmek has âlimlerin şanındandı. Kurban olurum ben, mağara karanlığına ışık taşıyan bu güzel ayaklara

 

Dersim

Başını bulutların içinde sanma. Başın, dünya karanlığına sarkan paslı zincirin son halkasıdır.

Dersim

Kelamın yerini kurşun aldı. Mezarsız ölülerin kemirildiği kurt sofrasına döner artık bu Dersim.

Dersim

“Taşıdığınız silahların ağırlığı kadar ağırlaşacak bahtsızlığınız!”

Dersim

“Harmanınız yok, Olsaydı fikrimin samanı buğdaydan ayıran rüzgârından sebeplenirdiniz.”

Dersim

“Nesin, neyin nesi, kimin fesisin? Kuruntularınla kemirme beni tahta kurusu gibi. Ben çürümüş bir suyum. Kuruntumun kör kuyusuyum.”“O zaman karıncalıktan vazgeç, yüreğini geniş tut; su ol, s...

Dersim

“Benimle uğraşma. Benim kahrımdan uzak dur. Benim kahrım, Siyabend’i uçurumdan düşüren yaralı ceylanın tekmesinden daha kahhardır.

Dersim

Âlimin her yalanı, dünyayı çarığımın deliğinden girecek kadar küçültür.

Dersim

Bir küçük ayna uğruna dünyayı ateşe veren körlerin arasında kaldık.

Dersim

Yeryüzünde yaşayan her insanın omuzlarında görünmeyen rütbeler olduğunu, gerçek generallerle sahtelerinin birbirine karıştığını düşündü. Çevresindeki insanların bakışlarındaki parlaklığı yitird...

Dersim

“Bilgiyi cehaletin üzerine zamanında sürmeyen hükümetler, sonunda ateşe sarılmak zorunda kalıyorlar,”

Dersim

Yapamadıklarımın yarattığı bir adamım ben.

Dersim

“Sözü söz eden nedir?”

 “Sözü söz eden özdür,” dedi. “Ya Haq dedim, dünyaya cömert ol; oldu ama bizi de bir köşede unuttu. Ben bu yüzden derin...

Dersim

“Bilgimi toraq misali yediler bir kış boyu,” diye düşündü. “Karşı çıka çıka yediler bilgimi. Karşı çıkmayı, beyinlerini doyurmanın yolu haline getirdiler. Uğrunda öleceğim hiçbir şe...

Dersim

“Kötü niyetini dışarıda bırak. Yavaş yavaş gel.Kötü niyetin geçmeye korktuğu bir köprüyüm ben.”

Dersim

“Haq Teâlâ insana demiş ki, ‘Sana insaf adlı bir ilaç içireyim de ömrünün sonuna kadar acı çek.’ İnsaf ilacını içen insan, o günden sonra kan dökmeye başlamış.&rdqu...

Dersim

“Keçinin gözüne baktım mı yüreğim göz kesilir,İnsafla dolarım, güzel bulurum kendimi.”

Dersim

“Her insanın içinde bir dağ var,Tepesi ziyaret olan yüce bir dağ. Dersim’in yüce ziyaretlerine çıkan bütün yollar acı acı inler. Hiç kimsenin duymadığı acıklı inleyişleri  körpe ke&cce...

Dersim

“Güzel ceviz ağacı, toprağın gökyüzüne akan eli. Helal rızık. Yalnızsın. Biri gelir seni keser, keresteye çevirir, kusur ve gadaya çeper olursun.Öğrendiği bilginin altında ezilen âciz insana m&uum...

Dersim

“Kara bulutlar kaçmış. Güneş mavinin sultanı olmuş. Kayaların, karların üzerinde gereksiz gölgeler var. Seslerle gölgeler ağırlaşmış. Toprak bu ağırlığın altında kısırlaşırsa şaşırmayın.”

Dersim

“Yükselecekseniz kendi üstünüzde yükselin, üstümde yükselip ezmeyin beni,O da olmazsa çıkın dışarı, güneşe kement atın. Korkmayın. Yükseldiğiniz yerden derinliğime düşerseniz &cce...

Dersim

Ateş, kellelerin içindeki cahillik pasını yakar, bilgi cevherini açığa çıkarırdı. Alnı ya da şakağı yanana üzülmek, insanların âlimleşmesine üzülmek demekti.

 

Dersim

“Kalkanımı kılıcınızla kaşımayın, cenk edecekseniz çıkın meydana, adam gibi cenk edin.Harmanımın göbeğinde ateş yakmayın, buğdayımın kokusu boğar sizi.Bitle buğday tanesini birbirine karıştırmayın. Derdime kurban ederim hepinizi!...

Dersim

 Hiçbir noktayı mekân tutmuyordu bu ruh. İnsanlar yitirilmişti. Hiçbir yüz, derin ruhsal zenginliğiyle gülümseyecek ve gülümseyince de insana, yitirilmiş varlığını aşk olarak geri verecek durumda d...

Dersim

“Hiçbirinde hiçim yok, hiçimde hiçbiri yok”

Dersim

“Beni, kendilerine karşı kazandığım zaferle yendiler,”

Dersim

“Dul kadının çıplak ayağı ateşli olur. Ateşli ayağın izi derin olur. Derin izler de derin nehirlerin yatakları gibi görünmez.”

Dersim

“Senin dediğin doğru olsaydı tavus kuşu yılanla beraber cennete bekçilik etmezdi,”

Dersim

“Ölümden korkulur mu? Ölümün sebebi yeter ki aşk olsun. Aşk yarası bir kapıdır. Cennete o kapıdan girilir.”

Dersim

“Gönül dağının yücesinde biten yabani gül fidanıdır sevgi. Gök gürlemezse, şimşek çakmazsa, sis inmezse fidan gül vermez. Verse de lal renginde olmaz.”

 

Dersim

Sevgi kolay değil, şahindir; her avcının eline konmaz. Ben hep verdim. Vermediğim zaman da tepelendim.

Dersim

“Bazı sözler sahibini itibardan düşürür. Harputluların abdestbozan otu dedikleri bir ot var, güneşsiz yerlerde yetişir, kökü acıdır. Kötü söz, o ot kadar değersizleştirir insanı. Seven i&cced...

Dersim

İnsan insanın anahtarıydı. İnsanın kerametini ve birikimini, insan konuşturabilir, insan güldürebilirdi ancak

 

Dersim

Aşk, gönül penceresidir,bakarsın âleme oradan.

Dersim

Her insanda, başkalarının iç seslerini dinleyen bir üçüncü kulağın olduğunu kim söylemişti? Hani nerede o üçüncü kulak?

 

Dersim

Yaşayan ölülerden yayılan koku, her şeyi gevşetiyor, çürütüyordu. Dünyada en büyük zulüm, yaşayan ölülerin zulmüydü.

Dersim

Bir insanın başı dikse insandır. Dilencilik, dik başı gevşetir.Hırsızlık da iyi değil. Hırsızlık, insanın kendinden çalmasıdır.

 

Dersim

 Taşa, gizlediği iç sırlarını söyletmek zordu. Ama her taş iç sırlarını, renklerini, gün ışığında gülümseyen yüzüyle az çok belli ederdi. Köpek burnuyla, insan ise gözüyle d&uu...

Dersim

Tanımadığı ölülere kendi ölüsüymüş gibi üzülen insanlar, has insanlardı.

Dersim

“İnsan, acının mayasıdır.”

Dersim

“Telaşlanma. Ekmek kokusunun olduğu yerde her zaman barut kokusu olur.”

Dersim

“Telaşlanma. Ekmek kokusunun olduğu yerde her zaman barut kokusu olur.”

Dersim

 “Ne kadar yücelirseniz yücelin, sonsuzluğun karşısında bir hiçsiniz!”

Dersim

Seksen iki yıllık birikmiş öfkem öksürse yer yerinden oynar.

Dersim

Dünyanın süt ve bal kokan iki ana yolu vardı. Uçurumdan iniş, uçurumdan çıkış

Dersim

‘İnsandan başka ayıbını örten bir canlı var mı bu dünyada?’ Esvapsız hayat mı olur? Dağlar bile kışın beyaz, yazın yeşil elbise giyerler. Yılan gömleğini değiştirir. Ağaçlar kabuktan elbise giyerler. Gizliden gizl...

Dersim

“Her büyük sığır sürüsünde kendini bilmez, ayarsız bir boğa bulunur.”

Dersim

Yaşamını doğruları anlatmakla tüketen, çenesi yalama olmuş zevzek bir ermiş ciddiyetiyle, “Doğruyu sevmem,” dedi. “Doğrunun yüzü soğuktur. Doğruluğundan şüphe ettiğim şeyleri severim ben.Yalanda şirin b...

Dersim

 “Sağırı ses, körü ışık pazarına gönderdim. Sağır, sesi gördü; kör, ışığı dinledi. Hepsi bu”

Dersim

“İçimiz temizdir. İçimizde insan var ama insanlığını arayan insan yok, varsa bulun getirin ben onun kapısında bin yıl köpeklik edeyim.”

Dersim

 “Çekicini sabrımdan, körüğünü de öfkemden çek!”

Dersim

“Kanamayan gül mü var bu dünyada?”

Dersim

 İyiliğe iyilik olsaydı kara öküze bıçak olmazdı

Dersim

Dağ başında yalnız kalan bir kuzunun masumiyeti aç bir dişi kurdun dişlerini yumuşatır.

Dersim

İnsanlık, kalın bir kitaptır. Her insan da bu kitabın bir harfidir. Çıbanı zonk zonk etmeyen hiçbir insanın bu kitapta yeri yoktur.

Dersim

Âşık neden kördür?Aşk ışığından.

Dersim

 Kuşların en masumu pepug, en hayırlısı turnadır; en zavallısı da serçedir. Ateş en çok serçeye acır. Ateşe tuz at. Çocuğunun sırtına, iki kuluncunun arasına nazar boncuğu, hathatik tak; yeşil olsun, serçeye...

Dersim

“İnsana itimat et, insandan korkma. İnsandan korkarım,İnsan kemikçidir. İnsanın ömrü, sevdiği kemiğin ruhundan çıkan her kelamı kemirmekle geçer.”

Dersim

“Bu adama, acınızı alçaltma fırsatı vermeyin. Verirseniz size acınızdan muhtacınızdan girer. Evliya donuna bürünür. Çarığının düştüğü yeri ziyaret yaparsınız. Öldüğü zaman da kemikle...

Dersim

“İnsanda bereket varsa o bereketten tüten duman bile insanı doyurur,”

Dersim

“Kanları kusurla mayalanmış kusursuz insanlar!”

Dersim

“Unutmayın, o dil, bilgisinin hizmetindedir. Delilsizdir. Delilerin dedesidir. Dışarı çıkın, gökyüzüne bakın gelin.

Dersim

“Hiç kimse kendi iç âleminde benim varlığıma yer vermiyor,”

Dersim

Ölü bir inançtan hortlayıp firar etmiş bir derviş yüzünü çağrıştırıyordu gökyüzü.

Dersim

Mirto Dede, yitirdiği hiçbir şeyi aramadığını ama yitirdiği her şeyin kendini harıl harıl aradığını düşündü.

Dersim

Gökyüzünün altında, bir ayağı diğerinin tersine yürüyen bir yığın vicdan dolaşıyordu. Toprağa dallanan kök, uçurumdan sarkan buz, bilincini arayan hareket, her şey amacını yitirmişti. Hiçbir şey may...

Dersim

“İnsanın ne toprakta ne de güneşte kökü var. İnsan köksüzdür, sevmez köklenmeyi ama ölüm, insanı köklendirir. Ölüm iyidir. Ölümün aslı var.”

Dersim

“Ağacı ağaç eden, topraktaki köküdür derler. Ağacın güneşte kökü var mı?Ağacın insanda da kökü var.”

Dersim

“Dünya karanlıktır. Karanlık dünyayı aydınlık gören körlerle doludur dünya,”

 

Dersim

“Düzenimi bozduğu için ölüme minnettarım,”

Dersim

“Şimdi ben, kalın koyun kermesi olsam, kat kat olsam, her katımda da bin çeşit koku taşısam, kokuyu da dışarı vurmasam iyi olur mu; olmaz. Bu kömde aynamız yoktur. Ama üçümüz birbirimizin aynasıyız. İnsan, i...

Dersim

“Ömrümde kaç taşın alnına baktıysam sevdayı gördüm. Her su sesinde, her goncada, her kar tanesinde sevdayı gördüm. Tilkinin izine çok baktım. Geyiğin meleyişine, bebeğin gülüşüne bak...

Dersim

Hiçbir şey bebeklerin ölümüne eller kadar üzülemezdi. Ölü bebeklerden başka da hiç kimse duymazdı ellerin yürek parçalayan ağıtını. Karın altında köklenen ve baharda topraktan &cced...

Dersim

 “Kuzuyu, korkak kurttan kurtaran, boynundaki çandır,”

Dersim

Ben ilmimi yedirmem sizin fend u hilenize. İyiliğin hamalı olmadınız, iyilik nasıl sizin hamalınız olsun.

Dersim

“Şu gök çardağından yağan ışığa bak. Hangi âlim, bu kar ışığının altında üşür,”

Dersim

 “Senin üst üste binen yalanlarının nemi küflendirdi beni!”

Dersim

‘Sizin en çok kurtlanan, en çok kokan yeriniz nerededir?’ Bilemedim. ‘Beyninizdedir,’ dedi. ‘Beyninizdeki her kurt deliği, gövdenizdeki kurşun deliğine açılır.’ Sersemleştim. Düşt&...

Dersim

Yıldırımın şaşkını, deryaya düşer. Kurtçuğun yaptığı ipeğe methiyeler düzer, aynı kurtçuğu yerde görünce de ezer

Dersim

 “Kış kılıç gibi indi, yalan şenlendi,”

Dersim

“Bolluğundan açlık doğuran pînco heram (piç haram) dünya,”

 

Dersim

“Bir insan, hileye takıldı mı sendeler, ya düşer ya düşürür,”

Dersim

“Ağzını diline zindan etme. Çok düşünme, anla ne dediğimi.”

Dersim

Yüreğindeki mezar taşı nakışını sil. Ateşi, suyu, toprağı küstürme kendine. Ekmeği ağlatma.

Dersim

Herkes, içinin özgür eğilimlerini, kural dışı değerlerini, fırtınalarını, kuşkularını, kesinleşmiş tehlikeli yargılarını, bin dizginli, dev bir gemleme sistemine mahkûm etmişti. Hâlbuki kendi ışıltısından korkan bir te...

Dersim

Senin elinle asılan bir kandil, ne bu alacakaranlığı aydınlatır ne de benim mezarımı.

Dersim

Kendini dinlemeyen, dinlemeye kalkışsa bile sesini kulağına ulaştıramayan, kendinde başlayıp kendinde gelişmeyen bir insan havası vardı Paşo’da.

Dersim

Herkes kafa yerine şeytan kamburunu andıran, kara bir günah dağını taşıyordu iki omzunun arasında. Deryayı kendi kabına küstüren, kuşu yuvasından süren bu dünyanın kaderi, Karun hazinesinin kaderinden farklı olmayacaktı. A...

Dersim

 “Yüreğimizi, bütün dünya iyiliklerinin birleştiği bir saray haline getirebilseydik bu darağaçlarını hak ederdik. Nefsini savunan insanlar, hak etmiyor bu darağaçlarını,”

Dersim

“Şaşırmış değilim, al kiraz üstüne ak karın yağacağını biliyordum,”

Dersim

“Gel denen yere gitmeye ar eyleme, gelme denen yere gidip de dar eyleme,”

Dersim

 İnsanın acısındaki güzel niyet, gözyaşındaki tuza sığınırdı. Ekmek ise emdiği tuzun arzuhâlini, Hızır’a havale ederdi.

Dersim

Ama çarık kurumuştu, ayağını sıkıyordu zamanın. Yaranı karanlıkla sar oğul, minnet etme aydınlığa!Çarığın, cehennem kazanı kesilse bile yürü. Gönlünle, gözünle yürü. Baştaşında bir ot güve...

Dersim

Solucan toprağın, balık suyun peygamberidir. İnsansa bu iki peygamberin cellatıdır. Birini diğerinin ölüsüyle avlar.

Dersim

“Hırsına lanet hey beniâdem! Hayat da ölüm de sen varsan var, sen yoksan, onlar da yok!”

Dersim

Kendilerini, duydukları her sözle sınırlayan dar insanlar, pörsümüş batık duygular; darda kalınca nasıl da genişliyor, nesnelerin deliğinden ne’liğine bakan birer sorgucu kesiliyor, suçluyor ve solungaçları...

Dersim

Yaptığım her iyiliğin elinde, tepeme tepeme inen bir alacaklı kamçısı var. Karamuğu buğdaydan ayıramayacak kadar kör bir zamanın pençesine düştüm. Kaderimin ayak izlerine basarak yürüdüm hep. Suç,...

Dersim

“Derde binmişim, dert yolunun süvarisiyim,”

Dersim

Ucu kırılmış kalem gibiydi insan. Tam da kırılan bu uçta bekliyordu yaşam. Acıyı, demlendire demlendire, güce dönüştürmeden büyütmek ve yaşamak kadar büyük bir işkence var mıydı dünyada?

Dersim

Sonlu olan, çağrışım yapmayan her şeyden nefret ediyor; sonsuzluk duygusundan sonluluğa düşer gibi olunca da irkiliyordu dehşetle.

Dersim

“Kurşun öldürmez, güneş görmemiş duvarlar öldürür Dersimliyi!”

Dersim

Harfleri felç olmuş düşünce ve hayal çığırından çıktı, Kendini içeri değil de dışarı hapsetmiş seslerin ötesine geçti. En etkili dili, sükût anında cereyan eden müşkilat dilini, ara...

Dersim

“Cesur ol. Yüzünü sabah güneşine çevir. Hakikat ilminin o büyük gözünü, beyaz kartalın süzüldüğü duru gökyüzünü her daim izle; ne suç işle ne...

Dersim

Dünyayı kendine dert etti, dünyanın derdi oldu.

Dersim

Ömür boyu harcanmış fuzuli sözcüklerin sessiz dinleyicisi ve hizmetçisi gibi bakındı

Dersim

Hayat, badem helvası kadar kolay yutulmuyordu. İyiliğin altında kalıp da iyilik küpünün dibinden çıkan ölü böceklerle doluydu bu dünya. Yaratan’ın en büyük kusuru, haddinden fazla gereksiz...

Dersim

“Herkesi kaçırıp kendi karanlığına sığındıran bir savaşa zorladılar Dersim’i,”

Dersim

“Bir yanım yar olmuş, bir yanım mar; bir yanım gül olmuş, bir yanım har,”

Dersim

Ha bile bile yalan dinlemişsin, ha sabır örsünde dövülmüşsün.

Dersim

“Kelamın kerametini, bu ateşin kerametiyle kıyaslamayın! Yakar bizi bu ateş.”

Dersim

Körün, sesi gördüğü, sağırın ışığı işittiği bir devirdir.

Dersim

Akıl nasıl gelişti burada, bilmem. Bildiğim o ki akıl, aklın almadığı şeylerle cebelleşir, gelişir. Aklın ırzına geçtin mi akıl gelişir. Akıl namussuzluğu sever.

 

Dersim

Akıl nasıl gelişti burada, bilmem. Bildiğim o ki akıl, aklın almadığı şeylerle cebelleşir, gelişir. Aklın ırzına geçtin mi akıl gelişir. Akıl namussuzluğu sever.

 

Dersim

''Ateşlensin, içten içe kurusun, yontulacak hale gelsin. Yaş ağacı, ince ince kıymak, yontmak kolaydır. Kolaya yatma. Zora yat. Zor sana biçim versin. Zorla yekcan ol. Soluğunu dinle. Sabret. Sabret ki ellerin hün...

Dersim

“Sakın sevdiğini yağmalama. Bu yalancı dünyada yağmalanamayacak tek şey sevdadır.”

Dersim

Atımı hep yüreğime doğru sürdüm yetmiş sene, ulaşamadım.

Dersim

Ayaklarının altındaki delinmiş hasırların sesini, iniltisini duyan güzel insanların hepsi çekip gitmişti artık bu dünyadan. Bir korkuluk kadar ruhsuzlaşmıştı koca cihan

Dersim

“Kuzunun meleyişi, kurdu ikna eder mi? Kurdu kurt ikna eder,”

Dersim

Uçurumdan düşen bir insanın, zehirli bir örümceğin uçurumdan inerken salgıladığı incecik ipe el atışına benzetti bu isteğini, vazgeçti.

Dersim

Tüyün, dağ ağırlığıyla yaşaması, azrailin iyice uzaklaştığının bir belirtisiydi.

Dersim

Bacası eğri olup da dumanı doğru çıkan insanların hanesine yazdı onu.  Ellerinde çıralarla gezen, çıplak ayaklı körlere ihtiyacı var dünyanın

 

Dersim

 Harami sofrasının kırıntısı kadar bereket var mıydı bu adamın siyasetinde?

 

Dersim

Devir o devirdir ki bütün güzellikler kaçtı, korkuya sığındı.

Dersim

Bütün ölülerin yaşları aynıdır. Hepsi zamansızdır, şimşeğe konan güvercin kadar güzeldir

Dersim

“Ateşin insana bedduasıdır bu. Kızaran etten ateşe yağ damlaları düşer, her damla yağ, ateşi delirtir. Avaz avaz bağırır ateş. Yapmayın der, benim parlak sineme düşen her damla yağda kıyamet kadar acı var. Bu acılarla hançer...

Dersim

“Güneş gayesini insana verdi, insan bu gayeyle girdiği yeri aydınlattı, yağmaladı. Güneş utancından karardı. Gökkubbede sureti kaldı. İnsan, insanı sonunda yiyecek.”

Dersim

Dağlardaki otların cinslerini, çeşitlerini saymak, hırsızlığın çeşitlerini saymaktan daha kolaydır.

Dersim

“Tuzu seven, tuzcu bir otum ben. Balçığınızın tuzunu çeker, bataklığınızı kuruturum.”

Dersim

“Bir sözüm var, mürşidime dert efkâr olmasın, Sakal, aynaya baktı, topal eşeği gördü.”

Dersim

Sular, dağları niye terk eder.Bir gölde, bir deryada birleşmek için!

Dersim

İnsanlığın başına bütün felaketler, belki de böyle bir kuşun kırımlara uğratılmasından geliyordu. Kuşu yiyen, insanı da yiyordu. Tüm dünyayı yeme arzusu, dilsiz, savunmasız hayvanı yeme arzusundan kaynaklanıyordu belki de....

Dersim

Dünya çaresiz ve yorgundu. Tıpkı yaşlı kızıl öküz gibi tırnakları zordan çatlamış ve gözlerine sis oturmuştu dünyanın

Dersim

 Dik durmak, insanın yağmalanamayacak en büyük sermayesi.

Dersim

Hepimiz bıçak altındayız, Kuzunun bıçaktan dilediği amanı, hiçbir bıçak sahibi duymadı. En iyisi aman dilememek.

Dersim

Etken bir kafa ile edilgen bir yürek arasında bir ömür gidip gelmenin, harcanıp ufalmanın yarattığı müzmin bir durgunluk çökmüştü duygularına.

 

Dersim

Şahdamarından kan yerine nefret akan bir dünyanın nimetini yiyordu her insan. Tuzun, ekmeğin ve ışığın ağladığını duymuyordu hiç kimse. Dilsizliğine şükrediyordu, konuşan dilleri dinleyen her taş. Kendi anlamına küsmeyen tek...

Dersim

Dünyayı taşıyamaz hale gelmişti dünyanın iskeleti.

 

Dersim

Altın hazinelerini yağmalamak kadar leziz bir şeydi dinlemek. Ama dünya değişmiş, zulüm haline gelmişti dinlemek.

 

Dersim

Gül bile korunmak için dikenlere bürünür. Susuz, bakımsız yaban gülünün dikeni daha çok olur.

 

Dersim

“Kurttan kaçan geyik, ayının inine sığındı mı, ayı kendi tahtını yıkar ama bahtına sığınanı vermez.”

Dersim

Ölüme, başkalarının ölümleriyle yürüyen, yürüdükçe çoğalan gölgelere takılmıştı dikkati.

Dersim

“Aşk olmasaydı her birimiz, sol mememizin altında, yürek yerine buruşmuş bir öküz taşağı taşırdık.”

 

Dersim

“Kim ne derse desin, her kadın bir uçurumdur,  o uçurumun dibine inmek zordur; aşkı aşk eden de o zorluktur zaten.”

Dersim

 İlk gecenin kıymetini, Adem’den Şit’ten bu yana hiçbir insan fehmedemedi. İlk gecenin ocağı kör mü şen mi, ona bakmak lazım. Okumadığım ne kadar kitap varsa hepsi yazar bu hakikatı.

Dersim

 Gökyüzünü kadının tepesinde kızgın saca çevirme. O sacın altında kadın değil, sen yanarsın.

Dersim

“Ben şuna inanmışım dünyada zulüm, girdiği her yeri büker ama kadının yüreğini bükemez.”

Dersim

Çiğnediği kekik otunun değerini bilmez kanlı ayak.

Dersim

 Delilsiz, deli bir devirdeyiz

Dersim

“Kıyamet koparsa sözünde durmayan insanların yüzünden kopar,”

Dersim

''Örtüleri savurup atan, sırları faş eden bir dille, kendi kıyısında değil, kendi içinde durarak konuşan insanları dinlemeye alışmıştı. “Yaşlılığımı bir tabuta koysalar götürüp gömseler benden &ou...

Dersim

Karanlık, her şeyi sardı. Karanlığı kelam sardı. Ağıtlar koptu kelamdan, karanlığı devindire devindire demlendirdi, öze öz oldu.

Dersim

 Cehennem korkusu, cenneti bu halkın kalbinden kovdu.

 

Dersim

Ölüm, yaşamanın şartı oldu. Akıl dışını akla, düşü gerçeğe tercih eden

Dersim

Karanlık, irili ufaklı olayların sakladıkları sırların gücünü bilmeyen bir yığın cahil insanı, bir yığın korkuyu ve sır küpünü seferber etmişe benziyordu.

 

Dersim

“Kendi temelini kendin yaratmazsan yaratıcının en küçük bir krizde sallanmasına bağlı olarak sallanırsın!”

Dersim

Burada verilip de sonradan cayılan her sözün üzerine bir taş düşmüştü. Her söz, kendi çapı büyüklüğündeki bir taş tarafından sorgulanıyordu.

Dersim

Düşen öküzün üstünde bıçak bol olur

Dersim

“Eskiler, ‘Dünya bir güldür kokla, arkadaşına ver,’ derlerdi. Halbuki, dünya bir kan deryasıdır. Bu deryaya düşen, can havliyle el atar kan köpüğüne, avaz avaz yardıma çağırır arkada...

Dersim

Herkes bir yerlerden geliyor, bir şeyler yapıyor ve sonra da yitip gidiyordu dünyanın dipsizliğinde. Korkunç şeyler olmuş, yer tutuşmuş, yaşla kuru birlikte yanmıştı. İyi insan neslinin azaldığı bir devirdi.

 

Dersim

İnsanın, sakalını ekmek aydınlığına çeviren sözlere ihtiyaç vardı.

Dersim

“Bin yıl deve gibi çökmeye alışmış insanların bir anda şahin kesilmesinden bereket doğar, yeter ki şahinliğin tadını alsınlar,”

 

Dersim

Dağların anahtarını yitirmişti.

Dersim

Ateş çemberini düşünüyor; üzengilerin, ayaklarını kızgın demir gibi yaktığını sanıyordu

Dersim

Özü ayrıştırarak evrene yayan Evreni öze adayan.

Dersim

“Kadınlar, ışık gözlü mübarek kırmızı yılandan korkarlar. Kırmızı yılan, çocuğu açlıktan ölen kadının rahmine lanet zehri akıtır; kadın ya doğurmadan evvel ölür ya da kırmızı bir yılan doğurur.&rdq...

Dersim

Açlıktan ölen her çocuğun gözbebeği nazar boncuğu kadar büyür, gördüğü her şeyi içine çeker, sorgulardı.

Dersim

Çığlıklarını ve ayak izlerini belli etmeyen kimsesiz, yitik ölülerin egemen olduğu bir ağlayıştı bu

Dersim

Açlığını gülümseyişinde gizleyen kadını anlamamak, hiçbir şeyi anlamamak demekti.

Dersim

Bilincini katıra bindirdi,duygularıyla yedekledi.

Dersim

Öldü. Cesedini sırtladı, taşırken cesedi tarafından zehirlendi. 

Dersim

“Bırak gömme, ölüler güneşinin altında hep birlikte uyusunlar. Turna semahını bozma,”

Dersim

Ölülerin bakışlarını kitap gibi okuyan insanların, adam öldürmekten vazgeçeceklerini düşünerek çenesini kaşıdı

 

Dersim

Umutsuzluk ne kadar azman olursa olsun, ışık zerreciğine çarptı mı dağılır.

Dersim

En iyisi, kör cevizi ezmeden, iğneyle çıkarmak.

Dersim

“Zamane insanının itikadı, kursağı kadar sağlam değil.”

Dersim

Devletin çeşmesinden su içme, zarar görürsün,

Dersim

“Aklım başıma gelene kadar ömrüm bitti,”

Dersim

Çarık ayağı, günah yüreği, urgan gırtlağı sıkardı.

Dersim

Koca bir yük gemisi, üzerine konan küçük bir sineğin ağırlığıyla batar hale gelmiş.

Dersim

Parçası olduğu boşluğun devingen hallerini titreşimlerinde gülümseten kan zerreciği.

Dersim

 Ateş demiri eritiyor, demir ise ateşin rengini değiştiriyordu.

Dersim

 Yer ayaksız, gök direksizdi ama insan başka bir varlıktı.

Dersim

 Bilinmeyen, bilineni yutuyor; nesnenin içini dışına çıkaran, ayan eden bir dille konuşuyordu.

Dersim

Dünyanın yüreği, tosbağanın sırtı kadar duyarsızdı. İnsan insanı yiyerek yaşıyordu. Kurt saldırmadan yaşayamıyordu.

Dersim

Toprak, bu insanların ayaklarının ağırlığını hakkıyla hissediyordu.

Dersim

 Sürüye değnek zoruyla giden köpekten hayır gelmez,

 

Dersim

İddiaları güçlendiren suskunluklar, ziyaretler kadar azizdi.

Dersim

Bahtsızlar çoğaldı mı tarihin bahtı haline gelirler.

Dersim

“Dağ neden korkar? Paradan.”

Dersim

Gecikmiş her ışığın ağladığına inanan bir insandı

Dersim

Karanlık, boşluğa doğru genişledi. Belirsizlikle kesinsizlik arasında kurulmuş ince bir köprüye dönüştü ışık.

Dersim

Aptalın bilgeden daha öğretici olduğuna inandığı için, sadece dolu değil, boş konuşmaları da büyük bir ciddiyetle dinledi,

 

Dersim

Bastonunu Xizir’ın çubuğuna vurdu, çubuğa bir şey olmadı, baston kırıldı

Dersim

 Her kabristan bir ziyaret yeri kadar hürmete layıktır.

Dersim

Derinlik aşkının çöküşü.Benliğin cinnet hali.

Dersim

 Kökünden kesilmiş bir dil gibi kanayan suskunluğu dinledi.

Dersim

“Bava gökte bir yıldızdı, yere düştü, baht yıkıldı; bundan sonra ne denge tutar ne düzen.”

 

Dersim

 Çocuğu ölen babanın, başı Tujik Dağı kadar ağırlaşır

Dersim

“Dersim, Dersim değil. Dersim Kırmanciye devrinde Xizir Gölü’ne benzerdi. Ona akardı büyük sular. Buradan Munzur Suyu gider, oradan Xarçîke gelirdi, göl büyürdü, girmeye korkardı Osm...

Dersim

“Dersim yürüyen ayağının burnunu kendi içine doğru çevirse, kendi ruhundaki düşmanları bulsa, arınsa kimse dokunamaz Dersim’e.”

Dersim

Tarihin saçını ucundan dibine doğru ören demir parmaklar canlandı hayalinde.

Dersim

 “Kimseyi bir yerinden silme, döner bir yerine yerleşir.”

Dersim

Ot nasıl da köklenmişti kayaya. Otu söktü, köküne baktı.Sevdalanmışsan Git, sevdanı destursuz, satır satır oku.

Dersim

 “Asil ile evlen, hasır üzerinde yat,”

 

Dersim

“Kırkı benimle baş edemez, seksen kişi de bir araya gelemez!”

Dersim

Harcadığı her kurşunu, içinden çıktığı çağın bir zihni olarak algılayan ve baktığı her kadının da muradını anında anlayan Silo Sûr’u buldu.

 

Dersim

 ‘Akıllısı beni bulmaz, delisi kıçımdan ayrılmaz,’

Dersim

“Ağalar, ayaklarımdaki çarıkları başlarına geçirecek hale gelmişler yine,”

Dersim

Zaman aktı, kıvrıldı kendi özüne, geleceğe baktı. Kızlardan en küçüğü, tarihi katederek küçüldü, Munzurlara geldi

Dersim

Hayatın en zalim derdi,keşfedilmemiş zenginlikler.

 

Dersim

Işık demlendi, incecik tül içinde dineldi, çığa düştü. İmge kırıldı, çağrışım derinleşti, hayale dönüştü.

Tohum

Sevgi, insanın manevi dünyasının renk ve ışık mahşeri haline gelmesidir. Bu mahşerin kahredici gücü, ürüne dönüşmek zorundadır. Dönüşmezse delilik ve çılgınlık alametleri çığ gibi büy...

Tohum

“Her köylünün başında bin incilik bir taç var. Her incide de bin kurnazlık var. Tilkiye demişler, ‘Ki bu kurnazlık sana kimden mirastır?’ Demiş, ‘Köylünün kümesinden.’ Ta&cced...

Tohum

Karıncanın azmine dünyayı yüklemişler, yüz bin yıl taşımış. Demişler, ‘Nasıl taşıdın bu kadar ağırlığı?’ Demiş, ‘Zulmü büyük olanın ağırlığı olur mu?’

 

Tohum

Bir incir çekirdeğinde eğer bir iyilik varsa, o incir çürümez. Tüm diğer çekirdeklerde isterse iyilik olmasın. Bir iyilikten bin güneş doğar.

 

Tohum

Yeryüzünün en görkemli nimetiydi ateş. Ateşten türemişti tüm nimetler. Felsefe, bilimlere dağıttığı ateşi, varlığının anlamı ilan etmişti.

Tohum

Çığ,  dağların öksürüğüydü.

‘Güçlü çığlar, kökünü derinlere salmayan ağaçları koparır uçuruma atar. Fidanları savurur, kırar. Köklerimiz...

Tohum

“Sofranın her şeyi belirlediği ve kavga odağı haline geldiği bir çağda yaşıyoruz, Açlık, leziz olmayanı da leziz kılıyor. Devrimin ilk amacı, açlığı ve açlığın değer yargılarını kökten silmektir. Açlığ...

Tohum

Ateşi, gökyüzünden, çıplak ellerimizle koparıp almasını bilmeliyiz. Buna yoktan var etmek derler. Kışın iyi korunup hazırlanmalı, baharda ise dört koldan harekete geçmeliyiz.

 

Tohum

Dünyadaki tüm iyilikler kaçtı, incir çekirdeğinin gözbebeğine gizlendi. Hiç kimse iyilikleri aramaya, bulduğu bir iyilikten bin iyilik doğurmaya cesaret edemiyor. Birkaç kahraman, iyilikleri aramaya &cced...

Tohum

“Dünya anırıyor, dünyaya su veren yok. Dünyanın kulakları sağır eden anırtısını duymuyor da eşeğin anırtısını duyuyor.”

 

Tohum

Yeryüzüne bin usta indi. Bin usta arasında bin tartışma patladı. Bin tartışmadan bin öneri doğdu. Bin öneriden birisi uygulanmadı. Yeryüzü krize girdi.

 

Tohum

Herhangi bir hayvanın neslini ortadan kaldırmayı kafasına koyan insan, en geri hayvandan daha geridir.

Tohum

“Masalı ve macerayı yaşıyoruz.Ruhunda masal ve macera olmayan devrim mi var?”

Tohum

“Güneş yüzlü insanları gördüm. Merdiven kurup yıl- dızlara tırmanıyorlardı. Parmaklarından bereket yağıyordu toprağa,”

 

Tohum

Güneşin ilk doğuşunu, yücelere tırmananlar görür. Sevgi, sabırla çabanın çocuğudur. Ben kolay sevgilere karşıyım.

Tohum

Bırak, ormanın dev çınarı dallarını dört bir yana özgürce dallandırsın. Hangi ceylanın hangi ceylanla çiftleşeceğinden sana ne? Mahlukata özgürlüğü sen mi verdin? Her gövdenin bir kellesi yok m...

Tohum

“Bana göre normaldir ama normal karşılanmıyor, insanın içinde kıyamet kadar istek var. İnsan bebeklerin kucağına verilen çaput bebek değil. Güzellik bir değil, insanın içi fakir değil. Dağlarda bin bir ç...

Tohum

“Açlığın yarattığı sorunları çözmek kadar utanç verici bir iş olamaz.En iyisi, en sağlıklısı tokluğun açlığı yemesidir,”

Tohum

“Önemli  olan güzel  işler yaparak  yaşamaktır.  Ölüm seni güzel işler yaparken yakalayabilir. Sadece güzel yaşamak değil, güzel ölmek de önemlidir. Güzel insanlar, ö...

Tohum

İnsanın insanı öldürmesi, hayvanın hayvanı öldürmesinden daha vahim bir suçtu. Ölenler insan olduğu için değil, birbirlerini öldürenler daha ileri ve bilinçli bir hayvan oldukları için...

Tohum

Güneşe yakın oturanların kafalarının içinde daha az karanlık var.

 

Tohum

Oturan, yakalayayım derken musibetlere yakalanır. Yeryüzünün tüm belalı basurları, tembel kıçlara aşık olurlar

 

Tohum

Sis, sinsi ve dayanıksızdır. Sabah güneşini görünce eriyip gider. Halk ise zor ikna olan, ikna olunca da tarihi afallatan bir varlıktır. Sisi düşmana, halkı da güneşe benzetebiliriz.

Tohum

“Sis, kudretlidir. Sis, istese dağları bile gizler. Güneşi top raktan tecrit eder. Her deliğe ve kalıba girer. Sis masaldan daha güçlüdür.”

Tohum

“Milyonların bilincine ışık taşıyan her kahraman, büyük acıları, kahredici olanaksızlıkları cesaret ve gülümseyişle karşılamak durumundadır,”

Tohum

Güneş karıncaya diyor ki, aman benim seni ısıttığımı kimseye söyleme, uydum üzerinde yaşayan tepegöz duyarsa, beni mahveder. Güneş denilen utanmaz nesne kudretinin bilincinde değil

Tohum

Nazını kıza verdin. Hasretini güvercine verdin. Meramın kartalda kaldı. Cesaretini şahine verdin. Sabrını tosbağa aldı. Çalışkanlığını karınca çaldı. Kinin deveye yadigar oldu. İnadını eşeğe hediye ettin. Koyunluğunu koyun aldı....

Tohum

Benim de gölgem zelzeleyle silindi.

 

Tohum

“Devrim mağaralardan ne zaman çıkacak?”“Mağaralar devrime dar geldiği zaman.”

Tohum

Padişahın osuruğundan az mı çekti bu memleket. Tarih kitaplarının yaprakları çürüdü.

Tohum

“Herkes evini kartal yuvası haline getirse devrim gerçekleşir,”

Tohum

 “Aşk çölün vahasıdır. Devrim aşkı da böyledir. Devrim aşkıyla büyülenen ileri bir kafa, çölü vahalaştırır, onu yemyeşil bir bedevi kilimi haline getirir.”

 

Tohum

Öyle hazıra konmak yok. Çiviyi çiviyle değil, elimizle sökeceğiz. Söktüğümüz çiviyle de diğer çivileri sökeceğiz.

Tohum

“Ölürse hem dünyaya hem de kendisine iyilik edecek. Kötü bir adam olmaktan kurtulacak, dünyada bir kötüden kurtulacak.”

Tohum

“Anlatılanı zaten dinlemek istemiyorum. Anlatılamazı anlat bana.”

Tohum

“Yılan derdini  toprağa  yedirdi,  toprak  buğdaya.  Kuş derdini dala yedirdi, dal meyveye. Balıkların derdini sular yedi, suların derdini süt. Her mahlukun derdini dönüp dolaşıp biz yedik. Dert dö...

Tohum

 “Silahı olmayanın hükmü olmaz. Kartalı kartal eden gagasıyla pençesidir.”

 

Tohum

“Tembellik, yeryüzüne indirdiğim nimetlerin şahıdır. Salaklaşın, es- neyin derin derin ve kaşının. Rehavet içinde geviş getirerek tatlı tatlı kaşınanların benim inimde makamları yüksektir.”

Tohum

İnkarın başladığı yer karakolun kapısıdır. Karakolun kapısına sıçan kancığın eniği, tek başına bir kurt sürüsünü dağıtır.

Tohum

Şair olmak ne güzel şey! Tüm şairler kaplan kadar kabadayı, güvercin kadar özgürdür.

Tohum

‘Ölürsen bahar vakti öl. Kürdün bahar toprağı, ölüyü kız iştahıyla sarar, kendi dünyasına katar, her bir kılını yeşil bir ot gibi filizlendirir, gün ışığına çıkarır. Kış vakti ölm...

Tohum

Kürt zurnası, Kürt davulu gücünü Dicle’den alır. Dicle’de yıkanan bebek güzelleşir. Fırat kürtlerin gücüdür. Dicle Kürtlerin insafıdır. Munzur da kürtlerin ruhudur

Tohum

Bahtı açık bir nehirdir Dicle. Munzur gibi güleç bir sudur.

Tohum

Fırat, Kürtlerin toprağa düşen göz yaşlarından damla damla doğmuş kadersiz bir nehirdir. Bahtsız Kürt gelinleri acılarını dindirmek, huzura kavuşmak için kendilerini Fırat’a atarlar. Fırat onların acılarını emer, r...

Tohum

‘Şeytanın en sevdiği koku Kürdistan toprağından tüter.’ Geceleri Fırat kıyısına giden, Fırat’ın acı acı inlediğini, yetim çocuklar misali ağladığını duyarmış. Neden, niye, niçin, sebebi ne?”

Tohum

“Bu dünyada iki çeşit yalan var .Zararlı yalan, yararlı yalan. Gereksiz yalan, gerekli yalan. Güzel yalan, kötü yalan, insan soyu yaşadığı müddetçe yalan söyleyecek. Yalanla doğru, ekmekle peynir,...

Tohum

Bütün peygamberler işe yalanla başladılar. Kötü müydü? Onlarınki elbet mübarek yalanlardı, insanlar o güzel yalan- larla ruhlarını tazelediler, umutsuzluklarını umuda çevirdi- ler. Kötü m&uu...

Tohum

‘Yiğit adamın yalanı da yiğittir!”

Tohum

Devrim komünistlere karşı mı yapılacak, yoksa devrimi komünistler mi yapacak?

Tohum

“Hiç bir şey yapamayacak gibi görünen basit insanların işidir devrim. Ovayı dağ, dağı ova yapabiliriz.”

 

Tohum

“Tanrılaşmak, ihtiyacımız olan her şeyi yaratmak zorunda- yız. Tanrıyı yaratan insan soyu her şeyi yaratır.”

Tohum

“Yalnız bu romantik manzaraya devrim adı tam uyuyor mu, bilemiyorum. Gerçi devrim, şiirle, hümanist ve natural bir incelikle fazla çatışmaz. Romantizmin hası devrimci romantizmdir.”

Tohum

“Baharda on ilkeye uymak iyidir. Birincisi; kuzuların zıplayışını seyredeceksin,  ikincisi;  çılgınlar  gibi  sevecek, yüksek mağaralarda, ormanlık derelerde ya da pınar başla- rında ağız tadıyla sevişeceksin....

Tohum

“Güneş iyi parlıyorsa ve sular temizse, yani yeşil yedi tonda cilvelenmişse işler iyidir; işler kötüyse, parlak ruhlu ve perspektifi açık bir insan için işler yine iyidir. Çünkü çöz&u...

Tohum

“Bu Kafkaslılar hep böyle mi?” “Hiçbir şeyi dert etmeme ve vurdumduymazlık felsefesini mi benimsemişler? Uzun yaşamanın nedenlerinden biriside gamsızlık, kedersizliktir. Ama kendi vurdumduymazlığının cezasını bize &cc...

Tohum

“Esas olan çelişkilerin şiddeti ve kitle temelidir. En duru pınar bu temelden fışkırır. Dağ ve ormandır bu temel aynı zamanda.”

Tohum

Devrimci demek, bir bakıma mucizeler yaratan kişi demektir. Ama hayatın mantığını kavrayamayan, kendi dışındaki olguları ciddiye almayan birisi mucizeler yaratamaz.

AŞK DİLİ

 Her aşkın bir dili vardır; aşk gider, dil kalır. İnsan, kendi dilinde taht kuran aşk dilinin varlığını hissederek aşar güçlükleri.
...

IRKÇILIK

İnsanın en iğrenç darlığı ve alçaklığı, kendini ve mensup olduğu ulusu, tüm diğer insanların ve ulusların merkezine koymasıdır
...

BÜYÜK SANAT

Büyük sanat, biçimini ve büyüsünü, büyük yalnızlığın mayasında kendi içine doğru devinen ateşten alır.
...

Ülke

 Kim ne derse desin, ilginç bir ülke. Sarmaşık gibi kendi gövdesine dolanan bir ülke. Edebiyatın ve destanın; yitirilmiş, ama görme ve duyumsama gücü bin kat güçlenmiş iki gözün, iki...

Mülk

Mülk sistemi bitmez tükenmez tarihsel savaşlarla dünya topraklarını devletlere böldü. Devletlerin topraklarını da köşeli insanlara böldü. Bölünmüş her parçada vatan-millet, hak-hukuk,&n...

12 Eylül

Dünya hala dar bir hücre ve bu hücreye hapsedilmiş  organik bir hayattan ibarettir. Dünyanın bu 12 eylül halini ve kaderini, mevcut dünya sistemine ve dünya halklarının yerleşik anlayışlarına, inançla...

RAHAT DEĞİLLER

Sürekli kaynayan bir kazanç kazanı gibidir şu anda ülkeyi yönetenlerin iç dünyaları. Söylemlerine bakmayın, duyguları ürperticidir, tüm halkın duygu dünyasıyla birlikte, bu kazanın altında ya...

AHLAK VE SOL

Ahlak, sadece sistemin ve ona bekçilik yapan devletin çimentosu değil, aynı zamanda bu iki yapıyı ayakta tutan var eden halkın huyunun, seciyesinin, mizacının, yaşam tarzının, değerler sisteminin, dil ruhunun ve yapısının da &ccedi...

DEVLET VE SOL

Devlet, sistemin bir parçası ve onun bekçisidir. Halk, her ikisinin bekçisidir. Devlete, sisteme ve halka karşı bir devrim.
 
Yeryüzünde ne kadar devlet varsa o kadar bela vardır. D...

DERİNLİK

Her uyanışımda, dünyaya bakıyorum sonsuzluk aleminden, görünmüyor; Güneş ise toz zerreciği gibi görünüyor; parlamasa,onu da göremeyeceğim.
...

Dersim

Desimliler, dağların arasında fazla yaşadıkları ve dağların ötesinden gelen devletle cebelleşmeyi meslek haline getirdikleri için dağlarn arkasını sürekli merak etmişlerdir.Tabi,dağları bir kere aştıktan sonra da geri dönmemi...

Dersim

“Dünyanın hiçbir tarafında bahar, Tunceli’de olduğu kadar bal renkli ve tatlı kokulu değildir.”

 

Filozof

İki gücün egemenliği altındaydı yeryüzü: Mutluluğun ve yağmurun.

Mengene

“Ya taşlaşacaksın ya da yüksek bir duyarlılıkla her alanda mücadele edeceksin bunlarla.”

Mengene

“Yazmaya kalkışsam, yazdığım oranda parçalanacağımdan korkuyordum.”

Mengene

“Bakışları, sulanmış rakı beyazına çalan kaşlarının altında, kuşku ve arayış ateşi gibi parlıyordu.”

Mengene

“İnsan, şartları kabul etmeden onu aşamaz.”

Mengene


“Yakılıp yıkılmış, yağmalanmış, tütmekte olan bir kent gibiydim.”

Mengene

“Ateş, hakikatini gizlemediği için güzel ve yakıcıdır.”

Mengene

İşkencehaneyi içimde taşıdığım ıçin kendimi özgür hissetmiyordum. Şeytanın Ademden daha özgür olduğunu düşünüyordum. Çünkü o cennetten atılınca...

Mengene

“İçinde kaybolacağım boşluğu arıyordum.”

Mengene

“Ölüm, sonsuz bir karanlıktır evladım, herkes onunla karşılaşır ama hiç kimse yaşayamaz onu.”

Mengene

“Toprak en büyük bereketini kendi suskunluğunda yeşertir.”

Mengene

"Bir ülkenin kaderini ören ağların parçalanması, o ülkenin mağaralarının ağzındaki örümcek ağlarının parçalanmasıyla başlar."

Mengene

Yaşam kendini tekrarlıyordu.Ayni soruları,ayni suskunluğu sergileyecek,ayni sahnede ayni rolleri oynayacaktim yine.Disaridan bakan birisi,Sokrates in Atina yı ata, kendisini de sinege benzettiği gibi; beni yeri...

Mengene

Acılarla büyüyen ,zenginleşen bir özgürlük duygusuyla dolup tasmistim. Yeryüzünde insanın kendi özgürlüğünü kendi gücüyle boyutlandirmasi ka...

Mengene

"Sevdiğin insan, sevildiğini anlayınca, sevgiye kanat olur."

Mengene

Önümde duran Şef ise elindeki copla yüzümü dövmeye başladı. ''Söyle ulan orospu çocuğu, gerçek adını söyle!'' diye bağırıyordu Şef. '...

Mengene

Gece saat on ikiye doğru uyudum. Mavi bir dağ dumanında, uzun, kalem ayaklı bir koşum atının sırtında, kâbusa ve arayışa dönüşen, derin bir rüyada buldum kendimi. Saar birde, belki de ikide...

Mengene

Tabanca neredeydi? Beni, kubbesi yıldızlarla nakışlanmış, boyutsuz ölüm ülkesine götürecek cilalı demir neredeydi? Ya dinamiti ateşleyecek kibrit? Kurşun yağmuru sürüyordu.

Mengene

Öldürdükleri insanın kaval kemiklerinden kaval yapan geveze yaratıklar sürüsü canlandı gözlerimin önünde. Bir kara sinek kondu burnuma. Kara sineğe dönüş&u...

Büyücüye Mektuplar

"Hayatin içinde hayata karşı bir insanım"

Büyücüye Mektuplar

Onümde kışın en şiddetli üç ayı, haziran, temmuz ve ağustos var. Ilkin sen, sonra soba. İşleyen kalemin ateşi de isıtıyor insanı. Isınma, düşüncenden başlıyor, tırnaklarına doğru yayı...

Büyücüye Mektuplar

Bazen aşık olduğun insanin ilgi alanlarının hizmetçisi ve kurbanı oluyorsun.

Büyücüye Mektuplar

İnsan hiç bir çağda, bu çağda olduğu kadar yalnızlaşmamıştı. Ben bu yalnızlıkla, değişik insan ruhlarında, doğada ve kitaplarda seyahata çıkarak, kalemimle kendimi iğfal ederek ve &c...

Büyücüye Mektuplar

Milyonlarca çocuğun açlık tehditi altında kaldığı, on binlercesinin açlıktan öldüğü bir dünyada, "Aman geçinemem, aç kalırım," endişesi ne kadar...

Büyücüye Mektuplar

Londra'da gece çok güzel. Ilık, içe işleyen, kapkara ve dişi bir kedinin gözleri gibi... Bir zamanlar topraklarnin üzerinde güneşin batmadığı ve kanın kurumadığı bir impara...

Büyücüye Mektuplar

Ne güzel, her gittiğim yerde seni düşünmek güç veriyor bana. Seni anlatıyorum ulaşamadığım ve anlaýamadığım iç seslerime. Yarın, sabah güneşi bahtıma vurduğunda, ka...

Büyücüye Mektuplar

Felsefesi, zamanı ve mekânı olmayan tek şeydir aşk.

Büyücüye Mektuplar

İçimizin ısrarlı sesi ve yalınlığıyla baş başa olmalıyız.En büyük marifetin, aç ve çıplak kalma pahasına da olsa, okumada ve öze...

Büyücüye Mektuplar

Seni en kolay arayıp bulabilecegim yer,kuşların nabzidir.

Büyücüye Mektuplar

Sol avucunun içinde yürüsem ve yolumu yitirsem.

Büyücüye Mektuplar

Acele ediyorsun gibime geliyor. Acele etme. Kitaplar, dallara benzer, hızlı tırmanma. Balzac'ın bir sözü var: Sonradan görmeler, cambazlıklarını taklit ettikleri maymunlar gibidirler. Yukarıl...

Büyücüye Mektuplar

Harut'tan Marut'a kadar cümle büyücüler bir ateşin çevresinde cem olsalar, kırk gün kırk gece kırk iğne deliğinden geçseler, ateşi efsun eleğinde eleyip içs...

Büyücüye Mektuplar

Bugün hava açıldı. Bir aborcin çocuğunun gülümseyiși gibi gökyüzü. Tek bir bulut yok. Sırtımı güneşe verdim,aklımı sana. Aklımda okunmamış kitaplar. Bilgi a&cced...

Büyücüye Mektuplar

Aşk, normal insanların işidir herhalde. Ciddi filozoflarin bir bölümü aşka yabancıydı. Diyojen'in bir zamanlar aşık olduğunu söyleseler inanmam. Heraklit, Platon, Kant, Spinoza, Schopenh...

Sevdalı Kız

"Dünya değişti. Aletler artık kendi dışlarındaki elleri değil, kendi içlerindeki teri dinliyorlar. Ekmekler büyüyorlar, açlığı ve parayı yiyorlar."

Sevdalı Kız

"Aşksın, aşıksın," diye mırıldanmış; "dışımda karanlık, içimde ışıksın. Ben köküm, sen dalımda üzümsün. Söktüğüm her parça kömürde...

Sevdalı Kız

"Unutmayın çocuklar, aşk özgürlüktür, bütünleşmedir."

Sevdalı Kız

Gözlerini gösterme, hemen anlar, çünkü sevdalısın.

Sevdalı Kız

Bir varmış, bir yokmuş; yokluk yeşil ,varlık çorakmış.Zaman,ne Çinde , ne Maçin'deymiş.Zaman fikir içindeymiş. Binbir renk ve biçimde uğul uğul uğuldarmış.Mekan,hayale dar...

Gül Demir ve Çığlık

Gücünü kahkahadan alır en çetin, en uzun soluklu direniş.

Gül Demir ve Çığlık

"Yeryüzünde kıyamet kadar adilik vardır. Ama iki adilik vardır adilikler adisidir. Birisi faşizm diğeri basur."

Gül Demir ve Çığlık

Su toprağı, ışık karanlığı, tomurcuk dalı, herkes herkesi terk ediyordu. Durmadan parçalanıyor, atomlarına ayrışıyordu yaşam. Parçalanmamayı kabul eden tek şey, cesaretti.

Gül Demir ve Çığlık

"Bir insan düşünün, sevdalıdır; aynı zamanda güçlü sevgileri ve binlerce sevgisi vardır. Sevişmeyi lanetledi, prangaya vurdu insanoğlu. Sevişmek, güzel bir çi&cc...

Gül Demir ve Çığlık

"Gerçek ve orijinal düşünce, vücut bulmak için izin istemez ve hakkının tanınıp tanınmamasına pek aldırmaz; o her zaman yeterli özgürlük bulur, çünk&...

Gül Demir ve Çığlık

İnsanın görme işitme özgürlüğü kısıtlanırsa bilinç ve gönül gözü güçlenir. Düşünme ve hayal kurma yeteneği tüm incelikleriyle kendi...

Gül Demir ve Çığlık

Bir zeytinin, bir yumurtanın, yarısından fedakarlık edemiyorlar. İnsanlığı kurtaracaklar... Vay babam vay. İnsanlık kendisini bunlardan kurtardığı an kurtulacaktır.

Gül Demir ve Çığlık

Bir insanın sevdiceği, gövdesinin yarısıdır. Ve düşünebiliyor musun, bir mahkumun gövdesinin yarısının dışarıda olması ne kadar güzel bir şeydir.

Gül Demir ve Çığlık

"Tanrıyı yaratan insanlardır. Şeyh Bedrettin'in dediği gibi, insanlar eskiden görünen bir puta tapıyorlardı. Şimdi görünmeyen bir puta tapıyorlar. Kendine güven öğesinin y...

Kangurular

İtirazlarla yürüyen, itirazlara yol açan insana inanıyorum ben. Dünyayı bu tip insanlar kurtara bilir ancak. “Bütün çok az, bu tip insanlar. “ “Azlıktan...

Dersim

Oğlunun asılmak için götürülüşünü acıyla seyreden Seyit, çok önceleri söylediği sözü bir kez daha mırıldandı: “Ben sizin yalanlarınızla baş...

Dersim

Bu nasıl bir dünyaydı böyle? Herkes can derdindeydi. Dünyanın yüreği, tosbağanın sırtı kadar duyarsızdı.

Dersim

“Atımı hep yüreğime doğru sürdüm yetmiş sene, ulaşamadım yüreğime.”

Dersim

Kayaların içinde, kayalaşmış kanlı çocuk yüzleri, ölü kadınlar ve acıları döne döne anımsatan çıplak bir zaman.

Dersim

Şeytanın en korktuğu millet köylü milletidir. Köylü milleti peygamberi Allah'a ihbar eder. Sonra da gelir peygambere der ki " Dikkat et, bugünlerde Allah senin hakkında iyi d&u...

Tohum

Azeroğlu sırtını duvara yasladı, “Bu kadar işi bir yıla sığdırabilir miyiz?” diye düşündü. İbo’nun mavişimsi-çakır bakışlarına dikti bakışlarını. “Bu adam bizi yarı...

Tohum

Azeroğlu’nu bir uyku bastı. Sırtını kilimli divana vererek kestirmeye başladı. İbo ise, eksik kalmış bir yazıyı tamamlamak için kaleme sarıldı. Ay ışığı Munzur suyunu bebek gözü gibi ışıt...

Kangurular

"Okuyan gündüz, okumayan gecedir."

Tohum

“Güneş iyi parlıyorsa ve sular temizse, yani yeşil yedi tonda cilvelenmişse işler iyidir; işler kötüyse, parlak ruhlu ve perspektifï açık bir insan için işler yine iyidir...

Kangurular

Ateşi bin kat güzelleştirir çöl karanlığı. Yeni doğmuş bir bebeğin niyeti kadar temizdir. Parlak çelik mavisiyle mayalanır bazen. Koyu kızıl şarabına dönüşür. Bitki ve hay...

Kangurular

Haklı yumruğun, alim kafasından ne farkı var?Yıkılan düşünür. Yıkılanı seyreden de düşünür. Haklı yumruk, haksızlığın yürümediğini düşündürtür.

Kangurular

Kendi fikrinden şüphe etmeyen adamdan daha büyük bir cahil var mı?

Kangurular

Karnı acıkmış insanlığın. Bağıra bağıra koşuyor insanlık. İnsanlığın zulüm örsünden çıktı, güzel şeylerin hepsi. Bir kara keçi olsam. Kuyruğumu diksem, kıçımı göste...

Kangurular

Yükselirken bütün evlere küfrediyordu. Dünyanın hiç bir köşesinde, bu denli kendini beğenmiş, kahreden, sırıtan ve koruyan bir ev olamazdı. Bu ev, yükselirken, bu g&uum...

Kangurular

İnsanlar uygarlaştıkça vahşileşiyorlar.

Dangalak

"Sevdiğin insan, sevildiğini anlayınca, sevgiye kanat olur."

Kangurular

İtirazlarla yürüyen, itirazlara yol açan insana inanıyorum ben. Dünyayı bu tip insanlar kurtara bilir ancak. “Bütün çok az, bu tip insanlar. “ “Azlıktan...

Dersim

''Mektep ışıktır. Biz ışığa yüzümüzle secde ederiz.”

Gül Demir ve Çığlık

Yaktıklarına ben de inanıyorum. Işıyan her şeye saldırıyorlar. Aydınlığın zerreciğinden bile ödleri kopuyor.

Gül Demir ve Çığlık

“Kitap yasağı, bu tip aydın insanlarda okuma susuzluğu yaratır. Bunlar için en büyük işkence, yasaklarla, kısıtlamalarla yaratılan kitap işkencesidir belki de''

Dersim

“Hepimiz bıçak altındayız.”

Dersim

“Yılanı yarasıyla kaçırmak beladır.”

Dersim

“Bütün ölülerin yaşları aynıdır Yavo. Hepsi zamansızdır, şimşeğe konan güvercin kadar güzeldir.”

Dersim

Korkunç şeyler olmuş, yer tutuşmuş, yaşla kuru birlikte yanmıştı. İyi insan neslinin azaldığı bir devirdi.

Dersim

"Dersim'de yaşamak kaçmaktır."

Dersim

Bu nasıl bir dünyaydı böyle? Herkes can derdindeydi. Dünyanın yüreği, tosbağanın sırtı kadar duyarsızdı.

Dersim

Atımı hep yüreğime doğru sürdüm yetmiş sene, ulaşamadım yüreğime.”

Dersim

Kayaların içinde, kayalaşmış kanlı çocuk yüzleri, ölü kadınlar ve acıları döne döne anımsatan çıplak bir zaman.

Dersim

Umutsuzluk ne kadar azman olursa olsun, ışık zerreciğine çarptı mı dağılır.

Dersim

Umutsuzluk ne kadar azman olursa olsun, ışık zerreciğine çarptı mı dağılır.

Filozof

"Yirmi yıldır okuyorum.Çok okudum.Okumaya doyamadım.Ben okudukça zaman cahilleşti,mekan küçüldü.Ben okudukça her insan,kendi felaketi karşısında seyirci konumuna...

Tohum

Şeytanın en korktuğu millet köylü milletidir. Köylü milleti peygamberi Allah'a ihbar eder. Sonra da gelir peygambere der ki " Dikkat et, bugünlerde Allah senin hakkında iyi d&u...

Tohum

Bu dünyada iki çeşit yalan var babam, zararlı yalan, yararlı yalan, güzel yalan, kötü yalan, insan soyu yaşadığı müddetçe yalan söyleyecek. Kim ki bu dünyada bir...

Tohum

Söylemesi ayıp, zulmün olduğu yerde her şey olur. Güneş batıdan doğarsa hiç şaşırmam.. Söylemesi ayıp, insanoğlu itoğlu ittir.

Tohum

Devrimci demek, bir bakıma mucizeler yaratan kişi demektir. Ama hayatın mantığını kavrayamayan, kendi dışındaki olguları ciddiye almayan birisi mucizeler yaratamaz.

Dersim

Kıyamet koparsa sözünde durmayan insanların yüzünden kopar.

Dersim

“Karşılıklı yanan iki ateş, her daim birbirini öper. Marifet, iki ateşin öpüştüğü yerde öpüşmektir.”

Dersim

“Kurt odur ki ölüsüne yüz köpeği havlatır.”

Dersim

“Bütün ölülerin yaşları aynıdır Yavo. Hepsi zamansızdır, şimşeğe konan güvercin kadar güzeldir.”

Dersim

Yılanı yarasıyla kaçırmak beladır.

Dersim

Katır ölür nalı kalır, yiğit ölür namı kalır!

Dersim

Yaratan'ın en büyük kusuru, haddinden fazla gereksiz insan yaratmasıydı. Dünyadaki insanların gözbebeklerine bilgi ışığı doldurmaya kalkışsan yüzde doksan dokuzu kör olurdu. Ca...

Dersim

“Emanet malın kıçında her zaman şeytan dolaşır!”

Dersim

Bazı insanlar için yavru turna sesi kadar çekici hale gelmişti kurşun sesi.

Dersim

Ayaklarının altındaki delinmiş hasırların sesini, iniltisini duyan güzel insaların hepsi çekip gitmişti artık bu dünyadan.

Dersim

“Sizden bir isteğim var efendi hazretleri,” dedi, “beni oğlumdan önce asın.”

Dersim

“Aç yutkundu mu bir ses çıkarır: ben o sesi dinlerim, açlığımın kulağıyla dinlerim. Vicdanımı nefsimi dara çeker, o sesi dinlerim.”

Dersim

Ayaklarının altındaki delinmiş hasırların sesini, iniltisini duyan güzel insaların hepsi çekip gitmişti artık bu dünyadan.

Dersim

“Gökyüzünü kadının tepesinde kızgın saca çevirme. O sacın altında kadın değil, sen yanarsın.”

Dersim

“Kurşun öldürmez, güneş görmemiş duvarlar öldürür Dersimliyi!”

Dersim

Kayaların içinde, kayalaşmış kanlı çocuk yüzleri, ölü kadınlar ve acıları döne döne anımsatan çıplak bir zaman.

Grizu 2

N'olur anla beni ey aşık, ey acemi, bin yılı bir lahzada düşünebilsem, bir lahzada sezebilsen bin yıllık düşüncemi "

Gül Demir ve Çığlık

Yaktıklarına ben de inanıyorum. Işıyan her şeye saldırıyorlar. Aydınlığın zerreciğinden bile ödleri kopuyor.

Dersim

Acıyı, demlendire demlendire, güce dönüştürmeden büyütmek ve yaşamak kadar büyük bir işkence var mıydı dünyada?

Dersim

“Uyumayın, toparlanın, ben ayıyı gösteriyorum, siz izini gösteriyorsunuz!”

Dersim

“Sakın sevdiğini yağmalama. Bu yalancı dünyada yağmalanamayacak tek şey sevdadır.”

Dersim

Açlıktan ölen her çocuğun gözbebeği nazar boncuğu kadar büyür, gördüğü her şeyi içine çeker, sorgulardı.

Mavi Munzur Masalları

Özgürlüğün tartışıldığı yerde kölelik vardır.

Dersim

“Aç yutkundu mu bir ses çıkarır: ben o sesi dinlerim, açlığımın kulağıyla dinlerim. Vicdanımı nefsimi dara çeker, o sesi dinlerim.”

Dersim

Açlıktan ölen her çocuğun gözbebeği nazar boncuğu kadar büyür, gördüğü her şeyi içine çeker, sorgulardı.

Dersim

“Devir kötüledi, iyi olmadı. Kendi sözünün ırzına geçenler çoğaldı.”

Dersim

Evet’lerin ve ‘hayır’ların yalanla iğfal edildiği bir devirde yalnız gezmek doğru değildi.

Dersim

Dersim’i ıslah etmek için hangi paşa geldiyse vergisini topladı, husumetleri kullandı, düşman olmayan aşiretleri de birbirine düşman etti, gitti.

Dersim

“Bileklerime demir vurmayın,” diye çıkıştı Seyit. “Ben yaşlı bir adamım, Azrail’e güçlük çıkarmam. Ölüme saygım var.”

Newroz

"Sakal ile kâmil olsa kişi,keçiye danışırdı her işi "

Mavi Munzur Masalları

Özgürlüğün tartışıldığı yerde kölelik vardır.

Dersim

Cahillik, secde edilecek kadar kuvvetliydi dünyada.”

Newroz

Ben kulagımın dibindeki it hav hav'ını değil, dağın ardındaki bülbülü dinlerim.

Mavi Munzur Masalları

Her kar lapasında bir bahar gizlidir.

Çıplak ve Özgür

Düşünceme zincir vurmuyorum; bu, ilk özgürlüğümdür. İnsani olan tüm eğilimlerimi pratikte yaşamaya çalışıyorum; bu, ikinci özgürlüğümdür....

Dersim

Acıyı, demlendire demlendire, güce dönüştürmeden büyütmek ve yaşamak kadar büyük bir işkence var mıydı dünyada?

Dersim

"Dersim, eşeğini çok sevmiş, semerini altından yaptırmış. Eşeğe, durum nasıl? diye sormuş, eşekliğim on kat arttı demiş, eşek."

Dersim

"Dersim yenilirse kazanır. Dersim'in acısı dibe vurur, dünyanın şahdamarına işler. Xizir unutsa da dünya alem unutmaz Dersim'i."

Çıplak ve Özgür

Eğer bir evde sistemli kitap okunuyorsa özgürlükler sınırlandırılmıyorsa yetenekler somut güzelliklere dönüşüyorsa ve bir de şarkı, şarap, şenlik varsa o ev bir yıldız gibi pa...

Dersim

"Dünya karanlıktır... Karanlık dünyayı aydınlık gören körlerle doludur dünya,"

Mengene

“Ölümün dipsiz karanlığında yankısını arayan afat bir çığlık gibiydim.”

Grizu 2

"Sevgiden sevgiye fark var. Sevgi var ki gündüz Sefasına benzer. Görünmeyi sever...Geceleri Çiçek açmaz,gündüzleri açar. Nazlıdır,narindir,kısa &ou...

Tohum

”Yılan derdini toprağa yedirdi, toprak buğdaya. Kuş derdini dala yedirdi, dal meyveye. Balıkların derdini sular yedi, suların derdini süt. Her mahlukun derdini dönüp dolaşıp biz yedik. Dert...

Filozof

Dersim'in tek beyaz güvercini
"Eskiden herkes tüfekliydi. Herkes şahindi. Bir tek Seyit Rıza'da tüfek yoktu. Dersim'in tek beyaz güvercini oydu."        

Filozof

“Benim açlığım , dünyanın açlığıdır.”

Tohum

“Kadın uçurumdur, o uçurumun dibine inmek zordur; aşkı aşk eden de o zorluktur zaten.” -“ Aşk olmasaydı keşke.”

Tohum

“Bir Kürt Nazım Hikmet’i çıkıp da şu Ali Şer’in destanını yazsaydı ne güzel olurdu! Kürtler ziyadesiyle sevinirdi. Sevinçten geberenler olurdu, istese Nazım Hikmet...

Tohum

"Güneş yüzlü insanlar gördüm. Merdiven kurup yıldızlara tırmanıyorlardı. Parmaklarında bereket yağıyordu toprağa.."

Brunswick Delileri

"Sevdiğim kıza ihanet edip, Gonca ile evlendim yirmi yıl önce" diye hüzünlendi Hasan. "Gencecik bir öğretmendim o Zaman. Aşık old...

Filozof

İnsandan önce Hayvan vardı. Dünya hayvanlardan, hayvanlar ise dünyadan memnundu. İnsanın ortaya çıkmasıyla herşey allak bullak oldu.tanrı bu durumu düzeltmeye çalışırken, kadın...

Brunswick Delileri

Özgürlüğümü ve yenilenme aşkımı köstekleyen herşeyi koparıp atmak hakkımdır. Bu hakkımı kullanıyorum ben. Hayır, sen özgürlüğünü buduyorsun ! Elini koparıy...

Brunswick Delileri

"Bir damla gözyaşında yeryüzünün tüm kitaplarında olduğundan daha çok deha vardır" 

Tohum

Baharda on ilkeye uymak iyidir. Birincisi; kuzuların zıplayışını seyredeceksin. İkincisi; çılgınlar gibi sevecek, yüksek mağaralarda, ormanlık derelerde...

Dersim

"Tırmanın! Tırmanın az kaldı güneşin kapısını çalmaya!"

Filozof

İnsan olacağıma bir çeten ağacı olsaydım keşke. Dalıma kuşlar konardı hiç değilse.

Çıplak ve Özgür

Özgürlüğümü şu şekilde tanımlarım; Düşünceme zincir vurmuyorum; bu, ilk özgürlüğümdür. İnsani olan tüm eğilimlerimi pratikte yaşamaya çalı...

Brunswick Delileri

Okunan her kitap sevinir, çocuk gibi güler. Okunan her kitabın son cümlesi, sırada bekleyen bir kitabın ilk cümlesine uzanır köprü gibi.

 

RESİMLER (855)

ELBIS GESARATSYAN

Bez üzerine karışık teknik

Arap Düşmanlığı.

“Bulgar, Yunan, Ermeni, “Moskof”, Kürt, Arap… Türk milliyetçiliği taze kana ihtiyaç duyduğunda, bunlardan birisine karşı düşmanlık bayrağını yükseltir. Aydınların önemli bir böl&...

Demirci Bez üzerine yağlı boya

Demirci bez üzerine yağlı boya.

Artshak

Tuval üzerine akrilik.

CEGERXWİN

Karton üzerine karışık teknik.

Falcı ve Zilli

Karton üzerine karışık teknik.

Abdullah Goran

Tuval üzerine Karışık teknik.

MESTURE ERDELAN (MÂH ŞEREF HANIM)

Tuval  üzererine karışık teknik

DENİZ GEZMİŞ’İN FİLİSTİN’E GİDİŞİ

967-68, dünyanın gerilla savaşına sahne olduğu bir dönemdi. Ağaçların ve kuşların ruhundan taşan gizemli bir ışığa tanık oluyordu yaşam. 1967’de Che ‘nin Bolivya’da vuruluşu, Vietnam’daki Ted Saldırıları ve...

Gabriel Garcia Marquez

Gabriel Garcia Marquez
   Büyü. Göç. Kızgın Karayip güneşinin altında dökülen ter ve kan. Muz plantasyonlarından gelip kasaba istasyonunda duran ve oradan okyanus kıyısına giden tren katarları,...