ÖYKÜ (96)

MEHMET NURİ KESKİN

“Sıkıntılar, Sırlar, Sanrılar” adlı öykü kitabımda yer alan bu anı-öyküyü KESKİN teyzenin aramızdan ayrılışı vesilesiyle yayınlıyorum. Onun bana zor ve tehlikeli anlarda, “sıkıştığında çekinme gel&...

Salının Akşam Vakti (Zilli'nin Günlükleri -1)

Salının Akşam Vakti  (Zilli’nin Günlükleri-I)
   Geçmişimi anımsıyorum. Geçmişim şimdime binmiş anımsıyor beni. Yoğun duygu zerreciklerinin işgaline uğramış gibi anımsıyor.
   To...

SÜRYANİ KADIN


   Gönüllü çalışmanın hali başkadır. Gönüllü çalışma, yaşamın bengi suyudur. Ben kendimi gönüllü çalışma ile kurdum. Kurabildiysem tabi. Bunda hem benim, hem de S&...

ANALIĞIM

ANALIĞIM
   Analığımdı. Daha fazlasıydı. Izdırap gibi bir şeydi. Farklı bir ızdırap. Yaşam sevinci vardı ızdırabında. Gece gündüz didinir, çalışırdı. Sağıncıydı. Sürü sahiplerinin ineklerini, koyunlarını...

Mehmet Akif Ersoy'un oğlu EMİN

MEHMET AKİF ERSOY’UN OĞLU
          EMİN
   Seksen yaşında, ilginç bir kocakarıyla tanıştım bugün. Beyoğlunda, Galatasaray lisesinin önünde, dört tekerlekli bir tezg...

DAYiKE

DAYIKE
   Ben kendimi bildim bileli kılam söylerim, stran söylerim. Sakallı dengbejler, çocukken beni severlerdi. “Gel otur, hele bir başla Zerê,” derlerdi. Elimi kulağımın dibine kor başlardım....

BOŞluk Taşı

Kumaşi dediler bana. Aşağı kadın yani. Anam bezden bebek dedi. Çok şey dedi babam. En çok da, boşluk taşı dedi. Küçümsediği için değil. Boşluğa anlam veren, boşluğu boşluğuna pişman etmeyen taş yani…&nb...

İBO'NUN KİTAP DÜNYASI

 Dönem güzeldi. Kitap duygumuz daha güzeldi. Küçülmüş, güç kazanmış, cebimize girmiş bir evren gibiydi her kitap. İbo, yoğun okuyan, mücadelenin sürekliliği ile okumanın süreklil...

İNSAN SEVMESİN SEVDİMİ..

  Köyün dışında, iki büyük kayanın arasında, küçük ahşap bir evde oturuyorlardı. Odun sobasının her iki yanında birer kerevet vardı. Birine Şadan Usta, diğerine ise Anşa kadın yerleşmişti. Ben, sobanın &ou...

GÜVERCİN KADIN

  Anası balıkçı Raziye’nin sanki hık deyip burnundan düşmüştü. Onun da anasınınki gibi kaşları gür, alnı dardı. Halat kancasını  andıran bir burnu vardı. Kafasında fazla  bilgi yoktu ama ifade tarzın...

HABİB HOCA

   Habib Hoca, ölen anasının gözbebeği gibi koruduğu, Ishak Şimmes Hindi zamanından kalma, nakışlı, ince bir Süryani keçesine uzanmıştı sırtüstü. Akıl öksürükleri, kaşıntılar,  boş haya...

15-16 HAZİRAN

O zamanlar Demir Döküm Fabrikası’nda işçiydim. Alibeyköy’de, üç işçiyle tek odalı bir evde kalıyordum. Zaman zaman İbrahim Kaypakkaya uğruyordu bize. Bulgur pilavı pişiriyordum. Ayranla yeşil...

GELİN

Çocuk,  yamrı yumru taşlar ve samanlı çamurla örülmüş, toprak damlı bir odanın kapıya yakın köşesinde oturmuştu. Ağlamaktan yorulduğu için artık ağlamıyor, toprak zeminde gezinen keklik yavrusunu sey...

BABAM

Rahmetli, her ay beni karşısına oturtur, “Anka’yı kargaya yesir eden bir alem-i mürekkebâtta yaşıyorsun, dikkatli ol oğlum,” diye nasihat ederdi. Çok yaşlanmıştı. Artık, kitapları katıra yükleyip köy...

SABİT

Öleceğim galiba. Ölüm sulanıyor bana. Benimle hiç böyle barışık olmamıştı ölüm. Her yanımı tartıyor, darasını düşmeden deftere yazıyor. Soyuna kıran girsin babamın. Varlığımı sinkafladı. Hiç yokta...

BABAANNEM

Hayatını, dinledikleri öykülerle biçimlendiren kaçık insanlara ilgi duymamın nedeni sanırım babaannemin geçmişimize
 
dair anlattığı acılı hikâyelerdir. Babaannem, incesesli,...

MURTAZA'NIN KARISI

Anam beni Murtaza’ya verdi. Ben o günden sonra farklı bir gün oldum. Kendime uğramadım. Murtaza’nın oldum. Murtaza, evliliğimizin üçüncü ayında, arkadaşına bir sır söyledi: “Kadir’in d...

KİR

Biraz sezgisel mi desem, ne desem, hafif alengirli alegorik mi desem, işte öylesine bir çağrışım yarattı bende. Bana kalmıştım zaten ben. Keşke kalmasaydım. Her neyse. Anlatmaya değmez. İt kılı postal bağı. Tek bir şey söyleyip...

ZARİFE

İlk geceyi hatırlamak istemem. Odada baykuş karanlığı vardı. Yağmurluydu. Ses topuydu her damla. Çoğalmıştım. Arzum körpedir, farkına varır, değer verir, sever okşar diyordum. Olmadı. Attı kendini koynuma alelacele. Sandım ki bir ağa...

LAKAP

   Babam, çalışmazdı ama ailecek bir zararını görmedik. Aksine yararını gördük.  Anam, unutkan olduğu için bazı şeyleri ona hatırlatıyordu. “Gülenber, ekmekler fazla beklemedi mi, bir bak, y...

MAYA

Seni seviyorum Maya. Umarım çoğalır, dünyaya maya olursun.
 
Maya vardı. Öğretmen. Çift gamzeli, iri gözlü bir kadın. İnsanlığın özgür ve cevval bir yanı gibi gör&...

İŞÇİ

  Doğrudur. İnkara hacet yok. Karanlık bir kadınım. Anamın saçlarındaki ışık da karanlıktır. Toprak da karanlıktır. Okumadığımız kitaplar da karanlıktır. Cinlerin ülkesidir karanlık. Karanlığı seviyorum. Çekiyor beni. Hal...

TOPLAANTI

İstikametim Gümüşsuyu. Meşrutiyet Caddesi’ni, Hans Christian Andersen, Knut Hamsun ve Pierre Loti gibi yabancı yazarların kat ettiği bir kültür kanonunu kat ediyorum. Pera Müzesi, Büyük Londra Oteli, Pera...

OĞLUMUN MEZARINA GÖTÜRÜN BENİ

IŞİD’in vurduğu yaralı bir güvercin gibiydi. Sınırı geçip bu tarafa düşünce, benim oğlan, alıp eve getirdi. Ev, sessiz şivandaydı. Simzer yeni ölmüştü. Yalnız kalmıştım. İnsan zaten ömründe ik...

SYLVİA

Sonsuzluk aleminin rahminde gülümseyen mavi ışık, gizemini ve gücünü, dağlara yayıyor ilkin. Aç panter yavrularının iç çekişlerini duyunca, kafamı usulca kaldırıp, mağara çatlağından, bağlantı...

ARKADAŞIM ALİ PAŞA

Anlatan: Dr. Hüsamettin Kesekağıdı
 
   Rahmetli muhkim bir askerdi. Kendini şanslı ve uğurlu bir yaşamın neferi olarak görüyordu. İki tarihi şahsiyete samimiyetle tutkundu. Bunlardan bir...

DAĞ GÜVERCİNİ

O zamanlar, hiç olmayacak birine aşık oldum. Kime, biliyor musun? Kantocu Şamram Kelleciyan’a. Platonikti. Emin değildim. Binamın temelindeki taşların oynadığını, bu aşkın beni, hakikatime taşımadığını, oyaladığını, ziyan ettiğini h...

KUŞ ÖTÜYOR

Kuş ötüyor. Zamanın çapkın, çıplak anı. Kalbimin kuşla birlikte şakıdığını, karanlığın eriyip gürül gürül aktığını hissediyorum, özümlüyor, şükrediyorum. Soyunup giriyorum bir kaya...

KORONA

– Kadınla araya bir buçuk metre mesafe koymuş, maskesini takmış, koltuğa uzanmıştı sırt üstü. Ciğerinde, Behlül Dana gibi ikide bir kabirleri anımsatan, tiyneti belirsiz bir karıncalanma vardı. Bakışlarının ruh ve ışı...

TAKVİM YAPRAKLARI

  – Çevrede, filozof şair olarak tanınıyordu. Şiirlerinde, filozofi bir büyü vardı. Belki de başka bir şey vardı. Bilemiyorum. Tını ve çağrışım gücü olmayan her silik sözcük, onun dizelerine...

MİHRİ MÜŞFİK HANIM

Eski İstanbul’u unutamam. Sahil meyhanelerini, martı çığlıklarını, mahpushanelerini,  müzelerini, minarelerini unutamam. Belki bir ihtimal, bunları unutsam bile bana her şeyini cömertçe veren Rana Abla’yı...

MAĞARA

Gönlümde yatan, rahmetlinin güzel kızı Nil ile bir mağarayı mesken tutmaktı ama sansım yaver gitmedi. Gün döndü, rüzgâr tersinden esti, Nil, Ali Kıpti’ye, anası Raziye hanım da bana nasip oldu. O za...

İTİRAZ DİLİ

Kış kapıya dayanmış, tedarikini görememiş, kanadı kırık bir göçmen kuşa sığınmıştı. Fena halde yoksul ve zaruriydi. Vakit erişti mi, yarasını yarasıyla saracak, iç seslerini derunî dilden dinleyip anlayacak, kadirşi...

SIDKIM SIYRILDI

Geçenlerde, nevrim döndü, dayanamadım, kalktım bir konferansa gittim. Baktım, kürsüde, bizim emektar felsefe profesörümüz Hasan Hıfzı Bey. Ben de, şu işe bak ki, onu nerde görsem, karşılaştığı her i...

ÖLÜ ÖMER

Baltayı, ortalayarak vurmuş, karpuz gibi ikiye yarmıştı kelleyi. İçeri girdiğimde, istavrit ayıydı. Oturmuş, ağlıyordu cesetin başucunda. Farklı bir ağlayıştı, zamana bağlı değildi, içli ve güzeldi. Baltası kucağındaydı. El ve...

MALAKAN

Daha ilk bakışta ya sürgünlüğümü keşfetti, ya da beni sürgün etti. Bundan eminim ama hangisinden eminim bilmiyorum. Tanıştığımız ilk gün, kendi kadim sürgünlüğünü anlatmaya koyuldu...

HABİB HOCA

Habib Hoca, ölen anasının gözbebeği gibi koruduğu, Ishak Şimmes Hindi zamanından kalma, nakışlı, ince bir Süryani keçesine uzanmıştı sırtüstü. Akıl öksürükleri, kaşıntılar, boş hayaller ve miskinlik...

ÇIKIŞ O ÇIKIŞ

“Aşk, duygu hengamesidir, hoştur ama mazarratlık doğurur, ummadığın ağır ruh mesariflerine yol açar. Her insanın aşkla açığa vurduğu özel bir çılgınlığı vardır. Tabiatım kör olsun, ben böyle bir ç...

DİLİME MAL OLDU

Kendimi bazen yarım, bazen de çeyrek hissediyorum. Ben buyum herhalde diyorum kendi kendime. Sevince farklıyım. Sevince tamamlanmış hissine kapılıyorum. Beni bıçaklamasının nedeni, kadını, önce vazgeçemeyeceği şeylerind...

POSTACI

Hayat işte ne yapacaksın. Kendisinden nefret eden bir adam. Kırk yıl beraber yaşadığı hayat arkadaşına, benim gibi az bulunur, leziz bir kadına yaptı bunu. Tekme tokat dövül, sokakta bul kendini. Vay vay vay, vay ki halime. Ama elleme,...

NEVRA

Nevra’ya ısınamadım ama çok sevdim. Özden yanıyordu, dışı soğuktu. Bir yığın dangalak adam, müzmin sorunları olan, soğuk bir kadın sanıyordu Nevra’yı. Değildi. Sevmenin erbabıydı. Sımsıcaktı.
Kadınlara...

MAMAM

 Hüzünlü, yumuşak bir sesle, dura dura anlatıyordu annesini. Giyimi, bakışları, bilgisi ve evi sadeydi. Eşyaların meramını anlayan, onları köleleştirip, mülk haline getirmeyen kültürlü bir kadına benz...

FAHİŞE

Her dediğini yapıyorum. Köküme lanet. Geçenlerde, mitolojide yoğunlaşmamı, hayvanla insan çiftleşmelerine dair anlatıları resmetmemi istedi. Oturdum, günlerce okudum. Bahçeye çıktım. Karınca katarının t...

ANAM

Anam, dünya nimetlerine boş verince, bana adamakıllı bağlandı. Sade, kitaplar içinde, baş başa yaşamaya başladık. Güzel kitaplar okuduk birlikte. İyi, anlamlı, şen şakrak geçti yıllarımız. Ellisinden sonra durgunlaştı, hi...

KIRTIPİL ALİ

Güçlükleri, çaresizlikleriyle yenen bir kadındı. Dikti. Söylenenin aksine, oynak değildi. İçinde zonklayan ateşin gücüne, özgürlüğüne değer biçtiği için oynak sanıyo...

SEVGİLİLERİM

İlk sevgilim, notasız, esnek bir kadındı. Edası katıydı ama sevdiği erkeğin güzelliğine gerilince, ipeksi, tatlı bir melodiye dönüşüyordu. Beni özgürleştirdi, ruh verdi tenime.
Tabiatım kör olsun,...

VEGAN ABLA

Tartışma, dili soğuruyor, anlam kırılıp kayboluyor. Odamın kapısı açılıyor birden. İçeri giren delikanlı, “Vegan Abla seni çağırıyor, abi,” diyor. Yıkıntılarımı yüklenip gidiyorum. Koltuğunda hece taşı susku...

ARZUHAL

Sağ olsun, karım ölünce dirildim, kendime geldim.
"Kızım," dedim, "ben tornacı Musa'nın dul karısıyla evlenmek istiyorum. Ne diyorsun?"
"Bekle, anamı daha yeni gömdük,&...

KADIN

Çayından bir fırt çekti adam. Deminden beri konuşan kadının perişan halini bir kez daha süzdü. Kendini her daim kalbinde hisseden tutkulu sözcüklerin kadını ile geçen yıl balkonu temizlerken düşü...

AKIL BELASI

Babam, ilginç şeyler yaşayan ve kırım hikayeleriyle büyüyen ilginç bir adamdı. Kendinde değildi ama kendine doğru gidiyordu hep. Kendine doğru giderken de, kendi gerçekliği ile gerçek hayat arasında kurulan...

KHATU ZEEN

Kocası ölüm döşeğindeyken, “Çocuklarımı nasıl geçindireceğim,” diye düşünüp duruyordu. Cesedi toprağa verdikten sonra kenti bir baştan bir başa gezmeyi akıl etti. Kent ona yoksul ve yalnız...

PAZAR

O gün horozlar ortalık ağarmadan öttü. Anladım ki kurdun ağzında güvercin kanı var. Kalktım, ışığı yaktım. Baktım, yandaki boş odanın toprak zeminini karınca ölüleri kaplamış. Mübarek Mushaf-ı Reş, duvardaki ye...

DİVANE

“Doğrusunu söylemek gerekirse ben o divane herifi tam anlayamadım. Dil gibi karanlıktı. Ya büyük bir yazardı ya da bir hiçti. Papua Yeni Gine’ye gitmiş, cadı olarak damgalanan kadınların ıssız bir ormanda soyuld...

GELİN

Çocuk, yamrı yumru taşlar ve samanlı çamurla örülmüş, toprak damlı bir odanın kapıya yakın köşesinde oturmuştu. Ağlamaktan yorulduğu için artık ağlamıyor, toprak zeminde gezinen keklik yavrusunu seyrediyo...

DİKTATÖR

"Boşuna inat etme, sen diktatörün ne olduğunu bilmiyorsun. Senin kimse dediğin şey, diktatörün kendisinin yarattığı bir korkudur. O korku onun tanrısı gibidir, vazgeçemez. Bu portrede nerde o korku?"  &n...

OĞLUM

Kim ne derse desin, dünyanın divaneliği güzeldir. Dünyayı sevdim. Ama ben en çok, yalan yok, oğlumu sevdim. Beni babası değil, arkadaşı gibi görürdü. Bütün sırlarını açıklardı bana. Şakacı bi...

KOKTEYL

Hınbıl, avanak herif. Boşuna götürdü beni. Kokteyle değil, hındıma, gevişe, helva sohbetine gittim. Bol bol mırıldandım kendi kendime. Hepsi kadın, hepsi dul. Kabuk bağlamış acıların süslü halleri. Niye gittim ki. Adam z...

BİRİM BİRİM

Bir insan bir insana gitti mi, ondan sonra duramaz, hep gider. Babam da öyle yaptı. İlkin o çiçekçi kadına gitti. Anam ses etmedi. Çiçekçi kadın babamı çiçeklerin ve kuşların gani oldu...

ÜSTADIN ÖLÜMÜ

Doktorlar Üstad’ın en fazla on günlük ömrünün kaldığını söylüyorlardı. Ziyaretçileri çoğalmış, edebiyat ve yayın dünyasından iri, gödür, akıllı, avanak, hoşur, höd&u...

DUKHOBORLAR

Kalkamıyorum. Açım. Keşke gitmeseydim. İki ucu açık bir koridorda sağlı sollu kırk beş tablo. Her tablonun önünde on dakkamı yuttu şerefsiz kadın. Ağzının içine baktım konuşurken. Güzeldi. Üşüttü...

ZAVOT

Büyük kazandaki gravyer sütünü mayalayan Markof, kantarın ötesinde, süt makinasını kolla çeviren genç çırağın yanına geldi, "Gözün aydın Hagop, oğlun olmuş," dedi.
...

BAŞLIYORUM

Kafam kurşun gibi ağır. Ressamın delinmiş bilinci, kocaman, kara karesi sanki kafam. Değişemiyorum. Bu kesin. Beynimin yerinde ters çevrilmiş bir pisuvar. İçimde, varlığımın çapını zorlayan habis bir duygu ve parçalan...

MİSAK MANUŞYAN (Missak Manouchian)

Kısrak, acı acı kişniyor. Yuvasından düşüyor civciv. Ahırın kırık penceresine yaklaşan adam, kısrağın iç içe parçalanarak ateş gibi alazlanan gözlerine bakıyor ilkin. Dışarı çeviriyor bakışlarını sonra....

ALEGORİ

Ben bu kadını fehmedemedim bir türlü. Altmış yaşında. Güzel. Kabir azabından azad olmuş gibi geziniyor. Yüzünde benlik bilincinin ürkütücü sancıları, doluluk ve güven telkin eden ezoterik ışıltıl...

OCAĞIN ARABI

Işık suya düştü, su derinleşti. Zaman, döktü tortusunu, genleşti, zerrecikleşti, vurdu yüzeye. Su sessizleşti. Kuşlar ötmeye başladı ve Kalem Mümeyyizi, Cehennem Ağzı Mağarası'ndan çıktı usulca. İ&cc...

BASKIN

Roşnik köyünden çıkıp, tepede durdu, Ali Haydar. Başını çevirdi, kışa ve yokluğa karşı kendi maddi koşullarını üretmekte güçlük çeken, geçmişte yaşadıkları kırımların ağır ruhsal sarsın...

İBRAHİM

“Gerçek hayatta böyle bir adam var mı yok mu bilmiyorum ama bildiğim tek şey, bu adamın farklı biçimlerde sık sık gelip ruhuma yerleşmesi ve benimle derunî dilden sohbete durmasıydı. Son gelişini hiç unutamı...

SEVGİLİM

Tuvalleri boyuyor yığıyorum. Sevgilim gelecek. Atölyeye çeki düzen veriyorum biraz. Kavram, stil ve kategori zibiliyle dolup ağırlaşan kafamı musluğun altında yıkıyorum. Nedendir bilemem, böylesine kutlu bir gün olunca...

İNFAZ

Şimendifer şubesi amele taburuna bağlı birinci bölük, çekiçleri, milleri, külünkleri ve baltalarıyla birlikte tunelden çıktı. Işık, terlere yapışan taş tozlarında, kızarmış gözlerde ve yaralarda reng...

ZABEL YESAYAN'IN ÖLÜSÜ

Çalışma kamplarında büyücü Ani diyorlardı ona. Binaları temizliyor, kamyona biniyor, tomrukçularla birlikte taygaya (orman) gidiyor, gizlice onların fallarına bakıyordu. Zabel'i Erivan'dan tanımış, dokuz yıl...

ZEHİR

İlkin Sokrat’ın yaşamını inceledim. Hallacı Mansur’a geçtim sonra. Kendimi alamadım, ordan Osmanlı tarihine girdim. Baba İshak, Şeyh Bedreddin, Nadajlı Sarı Abdurrahman, Molla Lütfi, Molla Kabız derken, yoruldum, kendimde...

ZÂRE

Her şafak vakti ekmek kırıntısına gelen yaban güvercinleri, mezarın yanına kondular. Zarê, elindeki ekmeği ufaladı, yaşamın saf, masum sevincini sabah sabah kendisine getiren güvercinlere doğru attı. Haz ve acıyla seyre koyuldu,...

KAFKA VE SEVGİLİM

Kalkıp o güzelim beldeye gideceğim. Giderken sevgilime nasıl bir hediye götürmeliyim. Bahtin’den, Barthes’ten veya Kafka’dan bir kitap götürsem? İlk ikisinden birkaç kitap okumuş ama Kafka’yı...

YAWURU

Altın Islık Kuşu, mavi deltaların ve lagünlerin bulunduğu bölgeyi gelin tülü gibi saran tropik sisin dağılmasını bekledi. Tatlı ve tuzlu suların güçlü gelgitlerle sarmaş dolaş olduğu açık koydan ç...

ALEGORİ

Ben bu kadını fehmedemedim bir türlü. Altmış yaşında. Güzel. Kabir azabından azad olmuş gibi geziniyor. Yüzünde benlik bilincinin ürkütücü sancıları, doluluk ve güven telkin eden ezoterik ışıltılar...

A-3

    Seksen beş yaşında, dipdiri.  Önünde domuz söğüşü. Püreli rosto. Zencefilli kurabiye. Mekânla kurduğu bağları koparıp atmış. Buna rağmen  bazen beni şaşırtıyor, gereğinden fazla düny...

MİHRAN USTA

Bulutlar ışıl ışıl gürledi, geyik uçurumdan düştü, köpekler uludu, kadın doğurdu. Gam uykusundan uyandı Tacim Bey, 'susun!' dedi, hayat sustu. Dışarı çıktı, kara kıyım bakışlarını gökyüzün...

KAN DONMASI

Chagall'ın 'Yeşil Yahudi'sini çağrıştırıyor yüz hatları. Gazze'den geleli üç gün olmuş. Lök gibi çökmüş koltuğa, düşlemlerin biçimlendirdiği iri, ışıklı bakışlarını r...

LELE

Göğün altında yapayalnızdı. Yerini bulamamıştı koca yerkürede. Geç yetişen ağaçlarla konuşan ve sık sık kendi gözyaşlarına sığınan anasının anlattıklarını düşünüyordu. Kızıl Ordunun Kafkasya'y...

BENDİGO

Felsefeci  hala konuşuyor. Kellesinin yerinde, gözleri tarihe açılan, kocaman bir soy kütüğü var sanki. Sesleri genzinde ezerek, hımhım bir tarzda konuşmasına rağmen sıkılmıyorum. Nesneleri kendi özlerine efe...

ŞAMRAM

Yedi gündür firardayım. Saydam ve kesinim artık. Bilme ve kuşkulanma kipini dallandırıp dağı aşıyorum. Toprak deviniyor, ışıktan karanlığa, karanlıktan ışığa ve bana geçiyor toprak. Çocuk nerede? Süt annesiyle birlik...

DİL ATEŞİ

Nenemin ölümünden bu yana tatlı ve çekici bir dil ateşine tutuldum. Çocukluğum, gençliğim o adsız dengbejin ( ona bu adı takmıştım) masallarını, süzülmüş, duru söylemlerini dinlemekle ge&cc...

PAZAR

O gün horozlar ortalık ağarmadan öttü. Anladım ki kurdun ağzında güvercin kanı var. Kalktım, ışığı yaktım. Baktım, yandaki boş odanın toprak zeminini karınca ölüleri kaplamış. Mübarek Mushaf-ı Reş, duvardaki ye...

KANGURULAR

Meyveler tomurdu. Kuşlar, maddi dünyayı aştı, soluklandığım asıl yaşam ile sanal yaşamım arasında gerilen iplere kondu. Kafam, delinmiş mekân kırıntılarının, küçük kaygıların tasallutundan kurtuldu bir anda. Kalktım,...

İYİ EDEBİYAT

Durumu iyi değildi. Evde sürekli ve sesli bir şekilde kendi kendine konuştuğu için karısı Samantha bitip tükenmez ikazlardan bir sonuç alamayınca, kendisini terkedip, Adalaid’e gitti. Samantha’nın gidişinden i...

HÜSAMETTİN KESEKAĞIDI

Duvarların içinde, lağım borularında yapıcılardan kalma sesler, diller. Fısıldaşan, çiftleşen paralel duygular. Kinler, garezler, husumetler, dağdağalar. Lağım müştemilatı. Borular. Birbirlerinin boynuzlarında ışık hüzmel...

KORKTUM

Kaç gündür silah sesleriyle çalkalanıp duruyor şehir. Batıdan gelen büyük dünya tanrısının donatıp eğittiği otuz bin kişilik Musul ordusu, şehre baskın yapan dokuz yüz kişilik bir IŞİD İslam ordusunun...

DİL ATEŞİ

Nenemin ölümünden bu yana tatlı ve çekici bir dil ateşine tutuldum. Çocukluğum, gençliğim o adsız dengbejin ( ona bu adı takmıştım) masallarını, süzülmüş, duru söylemlerini dinlemekle ge&cc...

MÜCEVHER HANIM

Olan oldu. Zihnimi saydam ve kesin olmayan kolay şeylerle hırpalamaktan vazgeçip, buluşmaya karar verdim. Couburg semtinde, köşede bir cafede buluştuk. Kuşkucul bir güvenle elimi sıktı, gülümsedi. Çağrışım yarat...

EMMA

Hareket halindeyim.

Sınırın her iki yakasında, aynı anda yaşıyor, görünen her şeye aynı anda bakıyor ve hiçbir şey göremiyorum. İrfan sahibi bir kadın olduğumu söylüyorlar, ama alık, avanak, andaval diyenl...

DENGBEJ

Mekân tabutlaşmış, iskelet sessizliği çökmüştü ranzaya. Dengbej, dayandığı zeminle kendisi arasındaki mesafenin giderek açıldığını hissediyordu. Bakışlarındaki prangalı yaşam, içine yerleşip soluk alacağ...

TİM

 Kapı çalındı, giriş ışığını yaktım, açtım baktım Tim. Eski fizik öğretmeni. Gece vakti sokakta kalmış yine davar çeneli. Ayakkabılarını çıkardı, kötek yemiş kediler gibi içeri süzüld&u...

ZEHİR

 SES, TEK’leyerek Batı Yakası’ndan geldi. Şahin avazı gibi berraklaştı gökkubbe.  Töz ile törenin çatışmış, ufalanmış, cinnet halini almış zibilinde uyuyan yalın bilinç, kellesini hafif kaldırın...

MAYMUN DÜĞÜNÜ

Güneş sis tülünü dalgalandırdı, eski fabrika bacalarının arasında bakırımsı, mor ışıltılarla gülümsedi mahya kandili gibi. Papağanlar, galahlar, rozellalar, alakargalarla şenlendi metruk fabrika arazisi, çiğ...

MERDİVEN

 On bir basamaklı tahta merdivenimin bütün basamakları on yıl içinde kağşadı, çürük dişler gibi sallanmaya başladı. Gelenlerin yakınmaları arttı. “Değiştir bu merdiveni düşeceğiz.” “D...

RÜŞVET

 
   Yarasaları çıkarmış, ateşi yakmış, mağaranın nemini kurutmuştum. Ateşin önünde, içimdeki gökyüzünün seyrine koyulmuştum. Işığın kelamımdaki dili güçlenmişt...

RESİMLER (855)

ELBIS GESARATSYAN

Bez üzerine karışık teknik

Arap Düşmanlığı.

“Bulgar, Yunan, Ermeni, “Moskof”, Kürt, Arap… Türk milliyetçiliği taze kana ihtiyaç duyduğunda, bunlardan birisine karşı düşmanlık bayrağını yükseltir. Aydınların önemli bir böl&...

Demirci Bez üzerine yağlı boya

Demirci bez üzerine yağlı boya.

Artshak

Tuval üzerine akrilik.

CEGERXWİN

Karton üzerine karışık teknik.

Falcı ve Zilli

Karton üzerine karışık teknik.

Abdullah Goran

Tuval üzerine Karışık teknik.

MESTURE ERDELAN (MÂH ŞEREF HANIM)

Tuval  üzererine karışık teknik

DENİZ GEZMİŞ’İN FİLİSTİN’E GİDİŞİ

967-68, dünyanın gerilla savaşına sahne olduğu bir dönemdi. Ağaçların ve kuşların ruhundan taşan gizemli bir ışığa tanık oluyordu yaşam. 1967’de Che ‘nin Bolivya’da vuruluşu, Vietnam’daki Ted Saldırıları ve...

Gabriel Garcia Marquez

Gabriel Garcia Marquez
   Büyü. Göç. Kızgın Karayip güneşinin altında dökülen ter ve kan. Muz plantasyonlarından gelip kasaba istasyonunda duran ve oradan okyanus kıyısına giden tren katarları,...