
SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR
Karanlık bir kadınım.
Anamın saçlarındaki ışık da karanlıktır. Toprak da karanlıktır.
Okumadığımız kitaplar da karanlıktır. Cinlerin ülkesidir karanlık.
Karanlığı seviyorum. &Ccedi...
SIKINTILAR SIRLAR SANRILAR
Karanlık bir kadınım.
Anamın saçlarındaki ışık da karanlıktır. Toprak da karanlıktır.
Okumadığımız kitaplar da karanlıktır. Cinlerin ülkesidir karanlık.
Karanlığı seviyorum. &Ccedi...
Uçurum Geyikleri bundan önceki baskılarında iç içe geçmiş iki romandan oluşuyordu. Romanlardan birisi, Hititlerden 1940’lara kadar olan Dersim’i, diğeri ise Barbara Anna Kistler’in Zürih&rsqu...
Bu kitabın birinci baskısı 1980’de yapıldı. Afganistanda yaşayan milliyetlerin Sovyet işgaline karşı direnişleri haklı mıydı değil miydi? Bu kitap bu soruya verilen bir cevaptır. Aradan geçen 41 yıl, cevabın doğruluğunu gösteriyo...
“İbrahim Kaypakkaya, arkadaşları ile kurduğu partiyi, TKP/ML olarak adlandırdı ve kadim TKP’nin kurucusu Mustafa Suphi gibi katledildi. Aynı 68 gençlik başkaldırısı içinden yükselen diğer devrimci siyasi hareketlerin...
‘68’de, hayal gücünü, sanattan iktidara taşımak istedi Paris. Ruhumu, deprem gibi sarstı bu anlam... Ötekilerin sesleriyle doldum. Düşünmeye başladım, çıktım sokağa. Genelde hayat bilinçsizdi...
Çıplak ve Özgür, mülkiyet ve egemenlik ilişkileri parantezinde sevgi, aşk ve cinsellik üzerine, okurları kendi sınırlarını keşfetmeye zorlayan bir meydan okuma.
Oruçoğlu yine kendine has üslubuyla k...
Dilin çıplaklığı. Yakıcı gerçekliğimizin, iç dünyamızın çıplaklığı. Nişangahlar karşısında aşkın ve özgürlüğün çıplaklığı. Sonsuza kadar bölünebilen maddenin çıplaklığı....
Vücut nasıl da korkunç bir ayrımcılıkla bölünmüş. Bazı organlar yüceltilerek sidre makamına çıkarılmış bazıları da lanetlenerek hadese indirilmiş. Dudağınızı gösterebilirsiniz onu şiirin altın tahtına ot...
Özneyi nesneden ayıran, onu farklı kılan, öznenin nesneyi özneleştirme çabasıdır. Bu çaba, insanda bilinç ve duyguyla, hayvanda ise güdü ve duyguyla işler. Bende nasıl işliyor bilmiyorum. Bazılarında h...
Sade yaşamak. Düşünce ve duygu ateşini canlı tutarak yaşamak. Yeteneği, elden geldiğince, düşünsel ve artistik yaratıcılığın tüm alanlarında sınayarak, en yetkin alanı tesbit edince de onda yoğunlaşarak yaşamak.
ABD...
Kış. Dağlar. Keçiler. Surp Sarkis. Xızır ve keçi çobanı Şiya Son.
Sokaktaki atık maddeler içinden çekip aldığım bir bezdi. Hayatımda ütü kullanmadığım için bezin ortasındaki katlanma &cced...
Köprü altları, mezarlıklar, inşaatlar, otobüs durakları, metrolar ve benzeri yerlerde geçen bir yaşam. Yalın ve lineer. Ekmek, şarap, kitap ve tiner…
Ozi Kemal ve kafadarları.
Karton üzerine karış...
Kuşku ve yarılma Tuval üzerine akrilik
Badanacı Bado’nun üvey oğlu Zembil
Badanaya başlamadan önce çobandı. Yerdeki kuş yuvalarının yanına, ana kuş için yiyecek ve su kor, doğan kuzuları sırtlayıp, anasıyla beraber köye getirirdi. Yatak odaları...
Magazin üzerine kolaj
Bronz
Evin Ön Cephesi
Evin Ön Cephesi
Tahta Üzerine Karışık teknik
Ağaç üzerine akrilik
Karisik Teknik
Yükseklik:3 metre
Beton, Demir, Granit, Alüminyum, Cam
Cam, Demir, Beton, Bakır, Akrilik
Beton, Demir, Akrilik
1973 polis ve savcılık ifadeleri dönemine ilişkin bana yönelik eleştiriler konusunda diyeceğim şunlardır.
Ben, 22 nisan 1973 yılında, generel Memduh Ünlütürk komutasında bulunan İstanbul Kontr-ge...
TKP(M-L)’nin kurucu kadroları,Türkiye İhtilalci İşçi Köylü Partisi’nin içinden çıktı. İlk kıpırdanışlar, 15-16 Haziran İşçi Hareketinin bastırılmasından sonra başladı. Kitle hareketlerinin ini...
1 Mayıs,büyük devrimleri anımsatıyor. Dünyanın altıda biri işcidir.diğeri yarı işcidir ışsiz sınıflardır.küçük mülk sahipleridir.Ama dünyaanın çok önemli bir bölümü iş&cced...
Dönem güzeldi. Kitap duygumuz daha güzeldi. Küçülmüş, güç kazanmış, cebimize girmiş bir evren gibiydi her kitap. İbo, yoğun okuyan, mücadelenin sürekliliği ile okumanın sü...
Küreselleşme, Türkiye’de emperyalist işgalleri destekleyen devrimci bir kuşağın oluşmasına yol açtı. Bu destek genellikle örtülü, tül içinde, “tarafsız” bir görünüm arz e...
Mahir’i ilk kez 1968’de gördüm. Doğu Perinçek’le birlikte Ankara’dan gelmişlerdi. FKF’nin Klodfarer Caddesi’ndeki daracık binasında, on beş yirmi kişi toplanmıştık. Ben o zamanlar Çapa Y....